"Aveyron'un Vahşi Çocuğu" lakaplı Victor, 1797 yılında Fransa'nın Lacaune adlı bir köyünün yakınlarındaki ormanlık alanda yerel halk tarafından bulunduğunda insan iletişiminden tamamen uzakta o güne kadar yaşamış bir çocuktur. Yerel halk tarafından bulunduğunda ve eğitime başlanıldığında 10-11 yaşlarında olduğu düşünülüyordu ancak 5 senelik eğitimin ardından bile yalnızca birkaç kelimeyi anlayıp ayırt edebilir hale geliyor.
Konuşmayı ise hiçbir zaman başaramıyor; sadece bir papağana benzer şekilde bazı kelimeleri her durumda söyleyebilmeyi başarabiliyor. 40 yaşına geldiğinde konuşamadan ölüyor. Peki Victor’un yoğun eğitimlere rağmen dil gelişimini tamamlayamamasında ki etken nedir?
Bütün çocuklar, hangi kültür ya da dil olursa olsun dil gelişiminde aynı aşamalardan geçer. Doğduğu anda bir bebeğin beyni dile hâkim olmaya hazırdır ancak gerekli bağlantılar daha oluşmamıştır bu yüzden bebek doğduğu andan konuşamaz, konuşması için evrensel olarak geçtiği dört farklı dil aşamaları vardır. Kısaca bu aşamalar:
1. Agulama: Bebeklerin aynı sesi tekrarladıkları dönemdir. Bebekler sürekli aynı sesleri tekrar ederek çevresindekilerin çıkardığı sesleri taklit ederler bu aşamadan sonra bebekler ilk kelimelerini söylemeye başlarlar ve bir sonraki evreye geçerler.
2. Tek kelime: Bebekler yaklaşık bir yaşındayken ilk kelimelerini söylemeye başlarlar. Bu aşamada bebekler genellikle duyduklarını hissettiklerini tek kelimeyle ifade ederler. Bebekler ilk kelimelerini söyleyince anne babalar genellikle çok basit cümleler kurarak, daha yavaş ve daha yüksek sesle onlara karşılık verirler. Bu aşamadan sonra çocuk, kelime kombinasyonları yapmaya başlar.
3. İki kelime kombinasyonları: 2 yaş civarında meydana gelen bu gelişim iki kelimeyi ilişkili olarak kullandığı aşamadır. “ baba gömlek” diyen bir çocuk babasının gömleği olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Tek kelime ve iki kelime kombinasyonu olmasına rağmen üç kelime kombinasyonu yoktur. Bunun yerine çocuklar belirli bir noktadan sonra cümle kurmaya geçerler.
4. Cümleler: Dil aşamasının dördüncü aşamasını belirleyen bu aşama genellikle dört yaş civarında gelişir. Çocuk üç ile sekiz kelime arasında değişen cümleler kurmaya başlar ve dil kurallarına ve dile hâkimiyeti artar.
Bir çocuk bu aşamalardan ne kadar zamanda geçer? Öncelikle yapılan araştırmaların da gösterdiği üzere bütün çocuklar geç başlasalar da süreci uzun ya da kısa yaşasalar da bu dört aşamadan geçerler ancak her çocuğun belli bir dili nasıl öğrendiği sosyal etkileşime bağlıdır.
Sosyal etkileşim; çocukların dil gelişimini ödüllendiren, cesaretlendiren, geri bildirimeler sağlayan, anne babaları, akranları, öğretmenleri ve başkalarıyla olan etkileşimleridir. Bir çocuk erken yaşlarda ne kadar çok bu etkileşime maruz kalırsa dil gelişimi o kadar hızlı gelişir. Dil öğrenimi için kritik kabul edilen erkek çocukluk dönemi, dilin en kolay öğrenildiği zamandır. Bu dönemde çocuklarla yapılan etkinlikler, konuşmalar, geri bildirimler dil öğrenilmesi açısından hayati önem taşır. Geçmişten günümüze birçok örnekte çocukların dil öğrenememelerinin en büyük sebebinin sosyal etkileşime gereken önemin verilmemesinden kaynaklandığı görülüyor. Çocuklarımızla bu yüzden bol bol iletişim kurup onlara dil öğrenebilecekleri alanlar sunmalıyız.
Yapabileceklerimizin en başında çocukları olabildiğince ekranlardan uzak tutmak gerekiyor. Yapılan bir çalışma göstermiş ki 1 yaşından küçük olup günde 2 saat ve daha fazla televizyon izleyen çocukların diğer çocuklara göre dil gelişiminde gerilik olma oranı 6 kat fazla. Bu oran azımsanamayacak kadar fazla.
Bol bol kitap okumak çocukların dil gelişimine büyük bir katkı sağlar. Kitap hakkında soru sormak, çocuğunuzu size soru sorması için teşvik etmek de çok katkı sağlayacaktır.
Çok fazla bilinmese de evcil hayvanlarla vakit geçirmek çocukların dil gelişimine olumlu katkıda bulunur. İlla evcil hayvan sahiplenilmesi de gerekmiyor, parkta, sokakta gördüğünüz bir hayvanın başını okşarken çocuğunuzla o hayvan hakkında konuşabilirsiniz, hem çocuğunuzun dil gelişimi gelişir hem de duygudaşlık gibi çok önemli özellikleri de kazanmaya başlar.
Çocuğun dili oyundur. Onunla oynadığınız her oyun onun dil gelişimine katkı sağlayacaktır. Oyun oynarken çocuğu desteklemek, konuşmaya teşvik edici olmak önemlidir.
Dil taklit edilerek öğrenilen bir olgudur ve çocuğun doğduğu andan itibaren her an taklit edeceği kişiler ailesidir. Bu yüzden çocukların taklit edebileceği iyi örnekler olmalıyız. Bu, çocuğumuzun dil gelişimi için çok kritik bir önem taşımaktadır.
AİLENİN ÇOCUĞUN DİL GELİŞİMİNE KATKISI
Etiketler:
POPÜLER YAZILAR
-
Serdar YAZICI 68769 EL-CEZERİ
-
Osman ATALAY 43748 KANT’IN ÖDEV AHLAKI
-
Lokman BAYNAZOĞLU 36377 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDA EV ÖDEVLERİNİN YERİ VE DEĞİŞİMİ
-
Kemal AKBAYRAK 29074 BİLSEM NEDİR, NE DEĞİLDİR?
-
Prof. Dr. Firdevs Güneş 19648 ÖDEVİN YARARLARI
-
Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu 18709 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE MASAL KAVRAMI VE TÜRK MASAL GELENEĞİ ÜZERİNE TESPİTLER
-
Prof. Dr. Gülay Ekici 16889 EV ÖDEVİ
-
Abdullah BAŞ 10217 BAKMADAN GÖREN ADAM: EŞREF ARMAĞAN
-
Dr. Serkan DÜZGÜN 9577 COVİD-19 PANDEMİSİ SÜRECİNDE UZAKTAN EĞİTİM
-
Volkan CİVELEK 9232 TARİH EĞİTİMİNDE AİLENİN ROLÜ
-
Cengiz AZMAN 8920 SINIF YÖNETİMİNİN TEMEL FELSEFESİ
-
Emine BARIŞ 8343 ERKEN ÇOCUKLUKTA HER HİKÂYE BİR STEAM
-
Nuran CEVAHİR KARTAL 8219 ÇOCUK OLMAK
-
Lokman BAYNAZOĞLU 7941 EV ÖDEVİ: BİR ÖĞRETİM EFSANESİ
-
Volkan CİVELEK 7280 SON CEMRE