Ödev veya ev ödevi kavramları eş anlamlı kavramlar olup, öğretmenler tarafından öğrencilere verilen ve genellikle sınıf dışında yapılan yazılı veya sözlü çalışmalar olarak ifade edilmektedir. Genellikle ilkokul düzeyinde ev ödevi, daha sonraki yıllarda etkinlik, proje, araştırma ve performans ödevi şeklinde olmaktadır. Ödevin eğitim alanında uzun bir geçmişi vardır. Yazının bulunuşundan bu yana öğrencilere ödev verildiği bilinmektedir. Ancak tarihsel süreç içerisinde ödev konusunda farklı görüş ve uygulamaların olduğu görülmektedir. Bunlar eğitim dünyasını etkileyen yaklaşım, politika ve yöntemlere göre değişmektedir (Paschal ve diğerleri, 1984; Palardy, 1995; Chouinard ve diğerleri, 2006; akt. Güneş, 2014).
Ödevin değerli bir eğitim aracı olduğuna dair okul liderleri, öğretmenler ve veliler arasında yaygın bir düşünce vardır (Falch ve Rønning, 2012). İlgili literatürde pek çok çalışmada ev ödevlerinin akademik başarıyı olumlu yönde etkilediği (Cooper, 1989; Foyle, 1985; Timothy ve diğerleri, 1986) belirlenirken, öğrencilerin sorumluluk alma (Hong, Peng ve Rowell, 2009), öz-disiplin becerisi kazanma (Hancock, 2001), zamanı kullanma (Kapıkıran ve Kıran, 1999; Valle ve diğerleri, 2016), kendi ilgilerini keşfetme (Kapıkıran ve Kıran, 1999) ve bağımsız çalışma becerisi kazanma (Babadoğan, 1990) gibi yeterlikler kazandırdığı belirtilmektedir. Diğer taraftan ödev konusunda farklı katılımcı gruplarının katılımıyla hazırlanmış olan araştırmalara rastlanmaktadır. Bu araştırmaların ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileriyle yapılmış olduğu belirlenirken (Benli ve Sarıkaya, 2013; Deveci, Önder ve Çepni, 2013; Ekici, Turgut ve Akdeniz, 2019; Gedik ve Orhan, 2013; Özben ve Burcu, 2006; Özer ve Öcal, 2013), velilerin öğrenci ödevleri konusundaki görüşleri (Coşkun Keskin ve Özer, 2016; Duru ve Çöğmen, 2017), öğretmenlerin öğrenci ödevleri konusundaki görüşleri (Deveci ve Önder, 2014; Turanlı, 2007), ödev konusunda metaforik algı çalışmaları (Cımbız ve diğerleri, 2019;Ekici ve Akdeniz, 2018) şeklinde pek çok konuda çalışmalar yapılmıştır.
Özellikle ilkokullarda bazı aileler ve bazı eğitimciler tarafından, öğretmenin verdiği ev ödevleri sürekli gündemde tutularak tartışılan konulardan biridir. Çünkü bu aileler ve eğitimciler ev ödevlerinin faydadan çok zarar sağladığını savunmakta hatta tamamen kaldırılmasını istemektedirler. Bu aileler ve eğitimciler sebepleri arasında aşağıdaki görüşleri belirtmektedirler (Demirel, 1989; Hunter, 1948; Selwyn, 1957: 13; Yetenç, 1955).
* Tekrarlar yeteri derecede yapıldıktan sonra ev ödevine ihtiyaç yoktur.
* Öğretmenler çok ödev veriyorlar. Gelişmekte olan çocuk için bu zararlıdır.
* Program yüklü olduğu için çocuklar yorulmaktalar ve dinlenme zamanında ödev yapmak zorunda kalmaktadırlar.
* Öğretmenler, hayati değeri az olan ödevlere daha çok yer vermektedirler.
* Ev ödevleri kontrol edilmemekte ya da gelişigüzel kontrol edilmektedir. Fayda yerine zarar getirmektedir.
* Ödevler baştan savma yapılmakta, ailelere yaptırılmakta, aileleri rahatsız etmekte, öğrencilere tembellik, hazıra konma, okuldan dersten soğuma gibi kötü alışkanlıklar kazandırmaktadır.
*Birçok çocuk okuldan eve geç dönmekte ve etkili çalışamamaktadır.
* Çoğu öğrencinin evde ders çalışmak için uygun ortamı olmamaktadır.
Ancak bu olumsuz görüşlere rağmen diğer taraftan ev ödevlerinin verilmesi gerektiğini savunan görüşlerde vardır (Demirel, 1989: 18-19). Bu görüşler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
Ev ödevi;
* Ev ile okul arasında sağlam bir ilişki kurulmasını sağlayan bir bağdır.
* Çocuğun evde yaptığı çalışma okulda öğrendiklerini kuvvetlendirmesini sağlar.
* Çocukların kişilik gelişimi açısından iyidir.
* Öğrencide sorumluluk duygusunu geliştirir.
* Öğrencinin çalışmaya ayırdığı süreyi uzatır.
* İnsani ve fiziki kaynakların kullanılmasını sağlar.
Ödevin eğitim alanında uzun bir geçmişi vardır. Yazının bulunuşundan bu yana öğrencilere ödev verildiği bilinmektedir. Ancak tarihsel süreç içerisinde ödev konusunda farklı görüş ve uygulamaların olduğu görülmektedir.
ÖĞRETMENLERİN EV ÖDEVİ VERME NEDENLERİ NELERDİR?
Öğrencilere ödev verilmesinin pek çok nedeni var. Turner (1984) öğrencilere ödev vermenin bazı temel amaçları olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenler şöyle sıralanabilir:
* Alıştırma ve uygulama yardımıyla öğrenmeyi kolaylaştırma,
* Hem yavaş öğrenenler hem de kavrama kabiliyeti yüksek olan öğrenciler için öğrenmeyi kişiselleştirme, yani işi kendi kendine yapma imkanı tanıma,
* Ders saatlerinde tamamlanamayan faaliyetlerin okul dışında tamamlanması,
* Bağımsız çalışma yeteneği ve alışkanlığının öğretilmesi,
* Özellikle ilk ve orta öğrenimde, öğrencilere verilen bilgi ve yeteneklerin öğrenci aracılığı ile ailelere aktarılma imkanı.
Ödevin temel amacı, öğrencileri yeni konulara hazırlamak, öğrenmeyi kolaylaştırmak, öğrenilenleri gözden geçirmek, pekiştirmek, günlük yaşama aktarmak, aktif öğrenmeyi sağlamak, öğrencilerin dilsel, zihinsel, sosyal ve bedensel becerilerini geliştirmeye katkı sağlamaktır. Bu süreçte öğrencilere ödev yapma sorumluluğu da kazandırılmaktadır (Cooper, 1991; Corno, 2000).
Ödev eğer öğretmen tarafından çocuğun ilgi ve merak duyduğu konulardan seçilerek verilmiyorsa hiçbir yarar sağlamaz. Özellikle her gün ödev verilen çocuklar açısından bu ödevleri yapmak çok sıkıcıdır ve genellikle de yapılmamaktadır. Yapılsa dahi ödevin gerçek amacını yerine getirdiğini söylemek mümkün değildir Bu şekilde zorunlu olarak verilen ödevlerin çocuğun başarısını artırması bir yana düşürdüğü bilinmelidir. Aslında amaç çocukları araştırmaya ve öğrenmeye teşvik etmek olmalıyken klasik ödev anlayışıyla çocuklar bu amaçtan tamamen uzaklaşmaktadırlar. Olumsuz taraflarına karşın çocuklar ödev yapmak zorunda kaldıkları için böyle bir çalışmada yararlı olabilecek bazı ipuçlarını bilmek önemlidir. Öncelikle bazı ödev türlerini hatırlamakta fayda var. Yapılarına göre dört farklı ödev türünden bahsedebiliriz:
* Tekrar Ödevleri: Çocukların matematik, yazı ya da bazı konulardaki terim ve ifadeleri öğrenmelerini sağlamak amacıyla verilirler.
* Yaratıcı Ödevler: Öğrenilen bilgileri kullanarak yapılan ve çocuğun kendi araştırmalarını da kapsayan ödevlerdir.
* Ek Bilgi ödevleri: Okulda işlenen konunun ayrıntılı olarak öğrenci tarafından incelenmesidir.
* Hazırlık Ödevleri: Öğretmenin bir sonraki konu olarak işleyeceği dersin önceden öğrenciler tarafından araştırılmasıdır (https://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/egitim/cocuk-ve-odev.html).
ÖĞRENCİLERİN ÖDEV YAPMASININ YARARLARI
Ödevin amacı öğrenciyi okulda işlenen dersi iyi anlamaya ve evde tekrarlarla tam olarak öğrenmeye yöneltmek olmalıdır. Çocuk dersi sevmişse verilen ödevi de severek yapacaktır ama maalesef birçok öğretmen fazla ödev vermenin o konuyu en iyi öğretme yolu olduğunu düşünmektedir. Oysa böyle bir yöntem dersi sevdirmekten çok çocuğun derse olan ilgisini de kaybetmesine ve verilen ödevleri bir yük olarak görmesine yol açacaktır. Cooper (1994) ev ödevinin ani ve uzun süreli etkilerini/yararlarını şu şekilde belirtmektedir.
Ani etki: Öğrenciler bilgiyi edinir ve konuyu daha iyi anlar. Eleştirel düşünme ve kavramsallaştırma artar. Bilgi işleme geliştirilir ve müfredat zenginleştirilir.
Akademik uzun süreli etki: Boş zamanda öğrenmeye teşvik edilir. Okula karşı olumlu tutum geliştirilir. Çalışma alışkanlıkları ve beceriler daha iyi hale gelir.
Akademik olmayan uzun süreli etki: Öğrencilerin daha fazla iç disiplin ve iç yönlendirmesi olur. Öğrenciler için zamanlama daha kolay olur. Öğrenciler daha sorgulayıcı olur ve problem çözme çalışmalarında daha fazla bulunurlar.
Her ne kadar daha az bir etkide olduğu savunulsa da, ev ödevi, çocuklar için de oldukça yararlıdır. Az sayıda ödev verilse bile ev ödevi çocuğunun iç denetiminin geliştirilmesini sağlar. Buna ek olarak çocuğun akademik başarısını olumlu yönde etkiler. Ev ödevi ailenin de eğitimde etkili olmasını sağlayan bir yol olarak görülebilir. Aile çocuğunun durumu hakkında, okulda neler öğrenildiği konusunda bir fikre sahip olur ve bir şekilde çocukların öğrenmelerine yardımcı olur (Cooper, 2001). Ödev yapmanın öğrenciler açısından pek çok yararı olduğu ve bu yararın öğretim kademelerine göre de farklılık gösterdiği ilgili literatürde yer almaktadır. Bu noktada ödevler öğrencilerin öğrenme süreçlerinin çok önemli bir bölümünü oluşturmaktadırlar ve pek çok yararları söz konusudur. Bu yararlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
* Öğrencilere, arkadaşlarının müdahalesi olmadan, kendi başlarına çalışma ve bir şeyler üretme imkanı verir.
* Okulda yapmış olduğu çalışmaları ne ölçüde anladığını belirleme şansı verir.
* Anne-babalara, çocukların çalışmaları ile daha yakından ilgilenme fırsatı verir.
* Okuldaki çalışmalarına ek olarak, çalışmaları için güdülenmiş olurlar
* Ödevler ev-okul bağını kuvvetlendirir.
* Sınıfta yapılan çalışmayı tekrar etme, ilerletme ve toparlamayı sağlar.
* Öğrencilere zamanlarını nasıl planlayıp düzenleyeceklerini öğretir.
* Öğrencilerin araştırma becerilerini geliştirir.
* Öğrencilere hayatları boyu gerekecek olan kendini disiplin altına alma, konsantre olma ve çalışma alışkanlıklarını kazandırır.
* Öğretimde ana-babalar ve bakıcıların rolünün önemini vurgular.
* Ana-babalar ve bakıcılara sınıfta ne öğretildiğine ve çocukların yetişmesine ilişkin bilgi sağlar.
*Üstün zekâlı ve çok yetenekli çocukların ortaya çıkmasına destek olur (https://www.det.nsw.edu.au/media/downloads/languagesupport/homework/hw_turkish.pdf; (http://www.yok.gov.tr/egitim/ogretmen/kitaplar/fizik/u6.doc).
ÖĞRENCİNİN EV ÖDEVİ SORUMLULUĞUNDA AİLENİN ROLÜ
Aileler, okul öncesi dönemden liseye kadar çocuklarının öğrenmelerinde önemli bir rol oynarlar. Çocukların akademik başarılarında ailelerin aktif katılımı önemlidir. Ancak ödev konusunda görülen en yanlış davranış biçimi de genellikle aileden gelmektedir. En fazla karşılaşılan bu durum, öğrencinin ödevini aile bireylerinin yapmasıdır. Böyle bir davranış gören çocuğa ödevin aslında kendi sorumluluğu ve görevi olduğunu anlatmak bir daha asla mümkün olmamaktadır. Ancak bu noktada yardımcı olmak farklıdır. Yardımcı olmakla kastedilen çocuğun ödev konusunda ihtiyaç duyabileceği kaynak, kitap vb. gibi malzemeyi ve rahat ders çalışabileceği ortamı sağlamaktan fazlası değildir kesinlikle. Anlamakta zorlandığı bazı konular anlatılabilir ama oturup onunla ders yapmak ya da ödevi yazmasına yardım etmek en temel yanlışlardan biridir. Ödevlerini kendi başına yapma bilinci ve sorumluluğu kazanamayan bir çocuk hemen hemen tüm öğrenim hayatı boyunca bu konuda sorun yaşamaya aday bir öğrenci olacaktır. Ödev konusunda ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli faktörler şöyle sıralanabilir:
* Ödevin yapıldığı ortam mutlaka ders çalışmaya uygun olarak hazırlanmış olmalıdır. Mümkünse çocuğa ait bir odada, çalışma masasında dersini yapması sağlanmalıdır. Sessiz, iyi aydınlatılmış bir çalışma ortamı hazırlamak oldukça önemlidir.
* Her gün rahatsız edilmeyecekleri bir çalışma saati ayarlamak.
* Çocuk ödevini yaparken ailesinden yardım alacağını bilmeli ve harcadığı emek ve gösterdiği çaba takdir edilmelidir. Ancak hiçbir zaman yanında uzun süre oturulup beraber ders yapılmamalıdır.
* Aralıklı olarak yaptığı ödev kontrol edilmeli, yaptığı bir–iki küçük yanlış üzerinde çok durmadan başarılı olduğu bölümler öne çıkarılmalı ve teşvik edilmelidir.
* Ödev konusunda eğer arkadaşlarını araması gerekiyorsa bunu çocuğun yapması gerekirken onun adına aile yapmamalıdır.
* Ödevini unutmuşsa, geciktirmişse ya da eksik yapmışsa burada da aile devreye girmemeli ve ödev bu haliyle okula gönderilmelidir. Öğretmene gereken açıklamayı kendisinin yapması için bundan daha iyi bir fırsat olamaz. Tüm sınıfın içinde eleştirilmek ve belki de ceza almak en iyi ders olacaktır ve aynı duruma düşmemek için bir dahaki sefere daha dikkatli davranacaktır.
* Ödevini bitiren çocuk mutlaka ödüllendirilmelidir. En sevdiği faaliyeti yapması ya da dışarı çıkıp arkadaşlarıyla oyun oynaması gibi ödüller olumlu davranışını pekiştirecektir.
* Ödev bitmeden oyun oynamasına izin verilmemelidir.
* İstenilen türde bir ödev hazırlamamış olsa bile gerekli çabayı göstermiş ve elinden geleni yapmışsa bütün bir ödev sil baştan yeniden yaptırılmamalıdır.
*Öğrenci çalışmalarını ve günlük yapılacaklar listesini gözlemlemelidir.
*Cevapları doğrudan vermek yerine buldurmaya çalışılmalıdır.
*Zorlayıcı ödevlerden bunalan öğrencilere destek vermek ve gerektiğinde öğrencinin öğrenme aşamasındaki durumunu öğretmene bildirmek için iletişim içinde olunmalıdır.
Her şeyden daha önemli olarak en temel kural çocuğun başarısızlıklarını ve olumsuz yönlerini değil, başarılı ve olumlu yönlerini vurgulamak ve çocuğu cesaretlendirmektir. Hâlbuki ebeveyn veya eğitimci olarak hepimizin yaptığı en büyük yanlış tüm dikkati olumsuzluklar üzerine çekmek ve yanlış tarafları vurgulamaktır.
Öğrencilerin Ödev Hazırlamaları Konusunda Doğru Ebeveyn Tutumu Nasıl Olmalıdır?
Okula başlayan çocukların öğrenmeye meraklı ve az çok sayı, harf, nitelik, renk, nesne bilgisi olan küçük kaşifler olduğunu unutmadan doğru yönlendirmelerde bulunmak gerekir. Çocuklar olumlu ve tutarlı yaklaşımlara aynı biçimde karşılık verirler. Özellikle okula başlayan ve büyüyen, büyümeyi de müthiş heyecan verici bulan çocuklar çevrelerindeki her şeyle çok ilgilidirler. Doğal olarak da öğrenmeye çok açıktırlar.
Ödev sorumluluğu kazanmasının yolu da ailenin tutumuyla doğrudan ilgilidir.
* Öğrenme olmadan ödev hazırlığı olamaz. Öğrenmeye hevesli çocuğun hevesini kırmadan yeni şeyler öğrenmeye teşvik etmek.
* Eksik ya da yanlış yaptığı ödevlerde düzeltmeyi yine ona bırakmak ve bazı küçük yanlışları görmezden gelmek.
* Öğretmenle sıkı işbirliği içinde olmak.
* Ödevlerin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek ama onun adına yapmamak.
* Sevginizi dersleri konusunda koz olarak kullanmamak.
* Ödev sadece çocuğa ait bir görevdir. Karşılığında hediye sözü vermek, bunu alışkanlık haline getirmesine yol açacağı için asla önerilmez. Sadece küçük teşvik ödülleri olabilir. Derslerini ve ödevlerini erken bitirmesi halinde sevdiği filmi izlemesi için vakti kalacağını hatırlatmak gibi. ÖDEV-OKUL-SINAV üçgeninde çocuklarımızın işi gerçekten çok zor. Üstelik eğitim uzun yıllar sürecek bir faaliyet. Dolayısıyla çocuğun ilgisini ve hevesini kırmadan onu destekleyerek, öğrenme konusunda ihtiyaç duyacağı enerjiyi uzun yıllar boyunca ayakta tutmasını sağlamak ebeveyn olarak bizim asıl görevimiz. (https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_4616.htm)
Ödev eğer öğretmen tarafından çocuğun ilgi ve merak duyduğu konulardan seçilerek verilmiyorsa hiçbir yarar sağlamaz. Özellikle her gün ödev verilen çocuklar açısından bu ödevleri yapmak çok sıkıcıdır ve genellikle de yapılmamaktadır. Yapılsa dahi ödevin gerçek amacını yerine getirdiğini söylemek mümkün değildir
EV ÖDEVİ SORUMLULUĞUNDA ÖĞRETMENİN ROLÜ
Ödev konusunda en önemli görevlerden biri de öğretmene düşmektedir. Öğrenciye verilen ödevin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek, çocuklarda oluşturulmaya çalışılan sorumluluk duygusunu pekiştirecektir. Bu anlamda öğretmen mutlaka ödevlerin takibini ve kontrolünü yapmalı ve aksayan yönler varsa bunu aile ile paylaşmalıdır. Ya da aile verilen ödevin öğretmen tarafından görülüp görülmediğini takip etmelidir. Çocuğun emek harcayarak yaptığı ödev eğer öğretmeni tarafından kontrol edilmiyorsa bu durum çocuğun gelişimini olumsuz etkileyecektir. Ödev konusunda öğretmenin dikkat etmesi gereken noktalar aşağıda belirtilmiştir:
*Sınıf içi öğrenmeyi pekiştirecek konuyla ilgili çocukları yeterince zorlayan ödevler vermek,
*Öğrencilere ödevin ne kadar zaman alacağını belirtmek yararlı olacaktır. Ayrıca nasıl yapılacağı konusunda da yol göstermek yararlı olur
*Açık anlaşılır yönergelerle öğrencileri hedeften haberdar etmek,
*Geribildirim vermek,
*Diğer öğretmenlerle iletişime geçmek,
*Gecikme veya eksik ödev durumunda veliyle iletişime geçmek (https://www.atabey.k12.tr/ortaokul/odev-politikamiz; https://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/egitim/cocuk-ve-odev.html)
EV ÖDEVİ SORUMLULUĞUNDA ÖĞRENCİLERİN ROLÜ
Ödevler öğrencilere verilmektedir. Her ne kadar öğrenciler çoğu zaman ödev yapmaktan çok hoşlanmasalar da ödevlerini zamanında ve uygun şekilde hazırlamaları gerekmektedir. Shaughnessy ve Janna (1993) öğrencilerin ödev yaparken dikkat etmeleri gereken noktaları aşağıdaki gibi belirtmektedir;
*Tüm ödevlerin açık, anlaşır olduğundan emin olun, gerektiğinde soru sormaktan çekinmeyin.
*Ders çalışmaya yeterli zaman ayırın.
*Sessiz, iyi aydınlatılmış bir çalışma ortamı hazırlayın.
*Ödevi kendi başınıza yapın.
*Ödevleri dikkatli ve özenli yapın.
*Ödevlerin verilen talimatlara göre ve zamanında yapıldığına emin olun.
Eğer ki hazırlanmış olan ödevler öğretmen tarafından incelenmemiş ve değerlendirilmemişse bu çocuk açısından ciddi bir hayal kırıklığı nedenidir. Çocuk bundan sonra verilecek ödevleri yapma konusunda isteksiz ya da baştan savmacı bir tutum takınacaktır. Çünkü çocuk eğer başarılıysa taktir edilmeyi ister. Eğer başarısızsa nerde hata yaptığını bilmesi gerekir. Çocuğun başarısına ya da başarısızlığına ilgisiz kalmak, çocukta önemsenmediği duygusu yaratır. O nedenle her iki durumda da çocuk sonucu bilmek ister. Özellikle iyi ve doğru tarafların yazılı ve sözlü olarak vurgulanması çocuk üzerinde çok olumlu etkiler yaratır. Çocuklara doğru ders çalışma ve ödev yapma sorumluluğu kazandırmak biraz zaman almakla birlikte okulun ilk yılında doğru davranış ve tutumlar belirleyerek ve bunları kararlılıkla uygulayarak yerleşir. Öncelikle ebeveynler okulun ve ödevlerin çocuğun kendisinin yerine getirmesi gereken sorumlulukları olduğunun bilincinde olmalılar. Okula yeni başlamış bir çocuğa daha ilk günden yardım etmek, ödevlerini yapmak gelecekte yaşanacak sorunlara davetiye çıkarmaktır. Unutmamalıyız ki, okula giden kişi çocuğunuz, siz değilsiniz ve okulla ilgili tüm ödevler onun görevi. Yanlışlar yaparak, doğruyu bulması için bu sorumluluğu almasına fırsat vermelisiniz (http://www.devran.k12.tr/ilkogretim/files/rehberlik/ev-odevi-faydalari.docx; https://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/egitim/cocuk-ve-odev.html; https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_4616.htm).
ÖDEV KONUSUNDA YAPILAN HATALI UYGULAMALAR
Günümüzde ailelerin çocuk merkezli aileler oldukları ve hayatlarını çocuklarının derslerine, sınavlarına ve ödevlerine göre düzenledikleri bir gerçek. Bu maalesef bizim dışımızda gelişen başka faktörlerden kaynaklanıyor olsa da aslında yanlış bir davranıştır. Bu tip yanlışlar ulaşmak istediğimiz amaçtan bizi daha çok uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Aynı şekilde ödevlerini yapması halinde vaat edilen hediyeler çok büyük yanlışlara yol açacak olumsuz tutumlardandır. Bu noktada ödev konusunda yapılan bazı hatalı uygulamalarla ilgili aşağıda bazı vurgular yapılmıştır:
* Çocuğun her hareketini kısıtlayıp, sürekli ödevlerini hatırlatmak,
* Aşırı kontrolcü ve baskıcı anne baba tutumu izlemek.
* Onun adına ders ve ödev planları yapmak.
* Olur olmaz her yerde ödevleri ya da dersleri konusunda konuşmak.
* Abartılı bir dille çocuğu övmek ya da yermek.
* Ödev için masaya oturan çocuğun her yaptığı çalışmayı sürekli kontrol etmek ya da müdahalede bulunmak.
* Eksik ya da yanlış yapılan ödevlerde tehdit edici davranışlarda bulunmak. Özellikle öğretmen kaynaklı söylemlerde bulunmak (örneğin; öğretmenin ödevini yapmadığını görünce sana kızacak, ceza verecek vb.)
* Ders yapan çocuğun başında durmak ya da yanına oturup beraber ders yapmak.
* Sürekli eleştiren, azarlayan ve komut veren ebeveyn tavrı içinde olmak.
Amaç çocuğun sorumluluklarını bilen bir birey olmasıdır ve ödevlerin yerleştirmeye çalıştığı davranış budur. Ancak ısrarla yanlışlar yapan aile, çocuğun da yanlış davranış kalıpları oluşturmasına zemin hazırlamaktadırlar maalesef (https://www.baristuncer.net/rehberlik/odev-sorumlulugunda-ailenin-rolu.html; https://www.serapduygulu.com.tr/makaleler/egitim/cocuk-ve-odev.html; https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_4616.htm).
ÖDEV VERİLİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Öğretmen için ödev verirken dikkat etmesi gereken bazı kurallar vardır. Bir öğretmen ödev verirken aşağıdaki hususlara dikkat etmelidir.
* Öğretmenin cezalandırmak amacıyla ödev vermesi (örneğin; yaramazlık yapan öğrencilere ödev vermek vb.)
* Öğretmenin tam zil çaldığında, öğrenciler sınıftan çıkarken son anda ödev vermesi.
* Öğretmenin ödevleri hiç tartışmaması, notlandırmaması veya dikkate almaması. Her ödevin notlandırılması zorunlu değildir, ama ödevlerinin nasıl olduğuyla ilgili bilgilendirilmeyen çocukların motivasyonu düşecektir.
* Öğretmenin, öğrencilerin ödevle ilgili konuşmalarına kulak asmaması (örneğin; öğrencilerin o güne başka bir dersten sınavları bile olsa ödevin tarihinin ertelenmemesi).
* Öğretmenin ödeve açıklama getirmemesi.
* Öğretmenin sınıfta işlenmemiş bir konudan ödev vermesi.
* Öğretmenin öğrencilerin sorularına cevap vermek üzere ne dersten önce, ne de sonra okulda bulunmaması (McEwan, 1998, s.30)
EV ÖDEVİ İÇİN AYRILACAK ZAMAN NE KADAR OLMALIDIR?
Genellikle ödevlerin farklı yaşlarda, farklı saatlerde hazırlanması ve ödevlere farklı zaman ayrılması gerektiği ifade edilmektedir. Genel olarak bir öğrencinin eğitim durumuna göre bir günde harcayacağı zaman aşağıdaki gibi ifade edilmektedir;
İlköğretim 1. kademe ve birinci devresinde ( 1. 2. 3. sınıflar için) 30 dakika olması uygundur,
İlköğretim 1. kademe ve ikinci devresinde ( 4. 5. sınıflar için) 45 ile 90 dakika arası olması uygundur ,
İlköğretim 2. kademe 6–8 sınıflar için 90 ile 120 dakika arası, Liseler için 120 ile 180 dakika arası olması önerilmektedir (akt. Korkmaz, 2004; https://egitimkolektifi.com/ev-odevi-nasil-ne-zaman-ve-ne-kadar/).
Ödev verilme zamanı ve ödevin hazırlanması için ayrılacak zaman da çok dikkatli seçilmelidir. Bazen tatillerde ev ödevi verilmesini anne-babalar istememekte, bazen öğrenciler ödev hazırlanması için ayrılan sürenin yetersiz olduğundan şikayet etmektedirler. Bir öğrencinin günlük ödeve ayıracağı zaman konusunda eğitimciler arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Bu konuyu muhakkak ki, ödevin konusu ve miktarı, öğrencinin zekâ, yetenek ve çalışma temposu, araç-gereç ve yardımcı uzmanların hazır olması gibi birçok faktör etkilemektedir (Ergün ve Özdaş, 1997). Yapılan 50 araştırmadan 43’ü ev ödevine daha fazla zaman harcayan öğrencilerin daha yüksek başarı sağladığını gösteriyor (Cooper, 1989).
SONUÇ
Eğitim-öğretimde pedagojik değeri sürekli tartışılan, sınırlanmak ve yasaklanmak istenen ama yine de anne-babalar ve öğretmenler tarafından vazgeçilemeyen bir uygulama, ev ödevleri veya genel olarak ödevlerdir. Öğrencilerin bazen ev ödevleri, bazen de okul ödevleri vasıtasıyla ders dışı zamanlarda da çalıştırılmasına, eğitimin hemen her kademesinde rastlanmaktadır. "Ev ödevleri okul ve ev arasında çalışma devamlılığını sağladığından eğitimde önemli bir yere sahiptir. Ev ödevleri çocuğun eğitiminin gözlemlenebileceği bir pencere gibidir. Bu sayede eğitimlerine karşı pozitif bir tutum sergilendiği mesajı iletilebilir. Çocuk büyüdükçe ödev için harcanan zamanın önemi de artmaktadır. Öğretmenler ve yöneticiler için ev ödevi öğrencilerin öğrendiklerini uygulayabilmeleri için etkili bir eğitim ve öğretim imkanı sağlar" (Zental ve Goldstein, 1999). Ev ödevinin başarıyı geliştirdiğine ilişkin birçok kanıt vardır. İlkokul (Paschal, Weinstein ve Walberg, 1984), lise (Foyle 1984; Keith ve diğerleri, 1986), üniversite (Polachek, Kniesner ve Harvvood, 1978 ) öğrencileri üzerinde yaptıkları incelemelerde ev ödevinin başarıyı geliştirdiğini saptamışlardır (Cool ve Keith, 1991).
Ödevler, aslında öğretmen tarafından denetlenir ve eksikleri işaretlenerek ve yanlışları düzeltilerek öğrencilere geri verilir. Denetlenmeyen ödevler, öğrenci için yararlı olmayacağı gibi onları, baştan savmacılığa ve verilen ödevleri yapmama alışkanlığına götürür. Bu bakımdan denetlenmeyecek bir ödevi vermemek daha uygundur (Binbaşıoğlu, 1994:214). Verilen ödev mutlaka öğretmen tarafından incelenerek öğrenciye geri bildirim sağlanmalıdır. Ödevlerin öğretmen kontrol ve geri bildirim verme durumuna göre öğrenci başarısına etkileri;
Ödev verilmiş fakat öğretmen ödevi kontrol etmemiş %28
Ödev verilmiş, öğretmen ödevi kontrol etmiş ve sadece not vermiş %78
Ödev verilmiş, öğretmen ödevi kontrol ederek öğrenciye geri bildirim vermiş %83 (akt. Korkmaz, 2004: 333).
Ev ödevlerinin öğrencilerin gerek akademik başarıları gerekse sosyal gelişimleri ve duyuşsal özellikleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu ortaya koyan araştırmalar (Cooper, 2006; Kathleen, 2001; Özben, 2006; Pattil, 2011) öğretmenlerin ev ödevleri konusundaki bakış açılarının önemine de dikkat çekmektedir.
Ödev konusunda cevaplanması istenen sorulardan birkaçı ve cevabı aşağıdaki gibi olabilir:
Annelerin ve babaların ödevde çocuklarına yardım ederken sınırı ne olmalı?
*Ev ödevi çocuğun ödevidir. Annenin, babanın ödevi değildir. Annelerin ve çocuğun diğer yakınlarının bu konuda çok duyarlı olması gerek. Elbette çocukla ilgilenilmeli ve ona destek olunmalı. Çocuklar bazen ödev hazırlarken kaynaklara ulaşmakta zorluk çekebilirler, çeşitli kaynaklardan ulaştıkları bazı bilgileri anlamakta zorlanabilirler. Ödev yaparken bazı noktaların daha açıkça anlaşılması için çocukla konuşulur, tartışılabilir. Çocukların diğer bütün işleri gibi ev ödevlerine yardım etmek de anneye yüklenen bir iş haline geldi. Pedagojik olarak bu doğru değil. Çocukla ilgilenmek babanın da görevi olmalı.
Ödevin aileler tarafından yapılmasının sakıncaları nelerdir?
* Çocukta güvensizlik, yapamama duygusu oluşur.
* Ödevin başkası tarafından yapıldığını saklama çabasına bağlı olarak yalancılık gelişir.
* Kendi görev ve sorumluluklarını başkasının yüklenebildiğini görmekle kolaycılık gelişir.
* Araştırma becerileri eksik kalır.
Çocuğa yardım ederken, hangi yöntemleri izlemeli, ne kadar yardım etmeli?
*“YARDIM”, çocuğun gizil güçlerini harekete geçirici, öğrenme ve merakını tatmin etme yolunda olmalı. Anne veya çocuğun diğer yakınları inisiyatifin çocukta olması gerektiğini asla unutmamalı. Bu, oturup çocukla beraber onun ödevlerini yapmaktan daha zor bir iş olabilir, ama doğrusu bu. Her çocuk ayrı bir dünyadır ve onlara hitap edecek tek bir yöntem yok. Öğrenmeye meraklı, özgür bireyler olarak yetişmeleri için baskı yapmadan, birlikte bir yol bulunmalı.
Ödev yaparken çocuğa hangi yaşta nasıl destek verilmeli?
5-8 yaş arasındaki çocukların, ödevi olup olmadığı mutlaka kontrol edilmeli, ödevin hangi saatler arasında yapılması gerektiği anlatılmalı. İlk soruları beraber yapıp anlaması sağlanmalı. Çocuk, mutlaka gayretlerinden dolayı takdir edilmeli.
8-11 yaş arasındaki çocukların, ödevini yapabileceği uygun çalışma ortamı oluşturulmalı. Sadece ödevini yapıp yapmadığı kontrol edilmeli, verimli ders çalışma alışkanlığı konusunda desteklenmeli. Çocuk mutlaka gayretlerinden dolayı takdir edilmeli.
11 yaşından sonra çocuklar kendi başına ders çalışabilmeli. Eğer çalışma konusunda güçlük çektiği bir durum varsa destek verilmelidir.
Ödev yaparken anneler ve babalar öğretmen rolüne girmeli mi?
* Hayır, anneler veya çocuğun diğer yakınları asla öğretmen rolüne girmemeli. Annelik ve öğretmenlik ayrı rollerdir. (https://www.hurriyet.com.tr/gundem/odev-ailenin-degil-cocugun-sorumlulugu-13362308; https://tekilkokulu1a.wordpress.com/velilere/velilere-oneriler-ev-odevleri/; https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_4616.htm).
Çocuğunuzun ödev yapmaktan keyif almasına yardımcı olun!
*Çocuğunuz size soru sorduğunda, bu sorusuna yanıt verin. Ama ödevini onun yerine yapmayın.
*Çocuğunuz ödevin tümünü yapmakta zorlanıyorsa, bunun çok fazla olduğunu söylüyorsa, ödevi parçalara bölün. İlk 10 soruyu yaptıktan sonra sonuçları kontrol etmesini, ardından diğer 10 soruya geçebileceğini söyleyin. Ara kontrollerde ona siz de eşlik edebilirsiniz.
*Ödev yapmanın da bir öğrenme süreci olduğunu çocuğunuza anlatın. Bunu bir zorluk olarak görmek yerine, problem çözmenin getirdiği mutluluğu yaşamasını, okuduğu yeni bir hikâyenin keyfini çıkarmasını tavsiye edin. Ödevleri bittikten sonra yeni hikâyeyi size anlatmasını istemek, problemleri doğru çözdüğünde onu olumlu sözcüklerle motive etmek, bu duyguların gelişmesine yardımcı olur.
*Ödevlerin öğretmeniyle arasındaki bir sorumluluk aktarımı olduğunu kavramasını sağlayın.
*Ödev konusunda yaşayacağınız çatışmanın aranızdaki iletişime zarar vermesini engellemek için ödevler bittikten sonra çocuğunuzla hiç değilse yarım saat eğlenceli vakit geçirin.
*Çocuğunuz ilkokula yeni başladıysa, oyunla geçen günlerden sonra okula gitmenin onun için önemli bir değişim süreci olduğunu bilin. Dakikalarca bir masada oturmak, yepyeni şeyler öğrenmek, eve gelip bir de ders yapmak bir anda adapte olunacak kadar kolay eylemler olmayabilir. Özellikle ilk dönemde son derece sabırlı olun. (http://www.devran.k12.tr/ilkogretim/files/rehberlik/ev-odevi-faydalari.docx; https://www.pinar.com.tr/yasam-pinarim/30102014/page2.html; https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_4616.htm)
Sonuç olarak; her yaş grubu öğrenci için ödev yapmak ve ödev yapmanın mutluluğunu hissedebilmek gelecekte elde edebileceğimiz başarı ve mutlulukların işareti olarak algılanmalıdır.