Birçok oyun terapi kuramında oyun terapisinin çocuklar üzerinde tedavi edici / iyileştirici bir değerinin olduğu varsayılmıştır. Yapılan oyun terapi uygulamaları ile oyunun çocuklar üzerindeki etkisini gören araştırmacılar bilimsel araştırmalarda oyun terapi yaklaşımlarından bazılarının etkili olduğunu kanıtlanmıştır.
Neden çocuklar için oyun terapisi kullanılır?
Çocukların kelime hazinesi sorunlarını anlatmada yetersizdir, yetişkinler sorunlarını konuşarak anlattığı gibi çocuklarda oyun oynayarak anlatır; yani oyun, çocuğun dili; oyuncaklar da kelimeleri haline gelir. Böylece terapistin de çocuğun sorunlarını anlamasına fırsat sağlanır.
Bu yüzden öncelikle terapi için gerekli iletişimin kurulmasında oyun, terapistlere kolaylaştırıcı bir etki sağlamaktadır. Özellikle kendini sözel olarak ifade etmekte zorlanan, duygularını ya da sorunlarını ifade etmekte yetersiz kalan veya bunları ifade etmeye karşı dirence sahip olan çocuklarla terapi ilişkisinin kurulmasında oyunun önemli bir etkisi vardır.
Oyun terapisinin kullanıldığı sorunlar
Oyun terapisi, uyum ve davranış problemleri olan çocuklar; saldırgan davranış gösteren çocuklar, karşı gelme davranışı sergileyen çocuklarda kullanılabilir. Deprem, afet gibi travmatik yaşantısı olan çocuklar; kronik hastalığı olan çocuklar, hastanede yatan çocuklar; boşanma süreci ve sonrası süreçte olan çocuklar, arkadaş ilişkilerinde veya aile ilişkilerinde sorun yaşayan çocuklar, evlat edinilen çocuklar gibi birçok durumda olan çocuklarda uygulanmaktadır. Ayrıca yapılan bilimsel araştırmalarda çocukluk döneminde karşılaşılan birçok sorunda oyun terapisinin etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Özel gereksinimli çocuklarda da oyun terapisinin kullanımı
Kaynaklar incelendiğinde, Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği, Özel Öğrenme Güçlüğü, Zihinsel Yetersizlik, Otizm gibi organik veya biyolojik kaynaklı bir tanı kategorisine giren çocuklarda oyun terapisinin bu sorunları ortadan kaldıran bir etkisinin olmadığı açıkça belirtilmektedir. Ancak bu çocuklarda; ilişki sorunları, akademik yetersizlik gibi karşılaştıkları güçlükler sonucu düşük özgüven, kaygı, zayıf benlik algısı gibi ikincil sorunlar ortaya çıkmaktadır. Çocuk Merkezli Oyun Terapisi bu çocukların duyguları ve benlik kavramları üzerinde olumlu etki sağlarken Filial Terapi ebeveyn-çocuk ilişkilerini düzenlemede yardımcı olmaktadır. Ayrıca Filial Terapi çocuğun yaşadığı güçlüklere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarla başa çıkmasına yönelik ebeveyni güçlendirmekte ve ebeveynin bu durumlara bağlı stresle başa çıkmasını da kolaylaştırmaktadır. Yönlendirici oyun terapi modelleri ise özgül semptomlara yönelik müdahaleler konusunda yardımcı olabilmektedir.
Şunu da unutmamak gerekir, bazen travmatik yaşantısı olan, ağır ihmale maruz kalan çocuklar gibi gruplarda zihinsel yetersizlik, Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği gibi durumların belirtileri görülebilmektedir. Yapılan ayrıntılı inceleme sonucunda çocukta travmatik yaşantı, ihmal gibi durumlar söz konusu olduğunda oyun terapi desteği bu çocuklarda yarar sağlamaktadır.
Özelikle Virginia Axline, Viola Brody gibi oyun terapisine kuramsal anlamda katkı sağlayan uzmanlar bazı çocukların; oyun terapisi uygulamadan önce zekâ testinde normalin altında puanlar aldığını; oyun terapisi uygulandıktan sonra yapılan zekâ testinde ise normal zihin düzeyini gösteren puanlar aldıklarını ifade etmektedir.
Ancak şunu unutmamak gerekir, oyun terapisi zihinsel yetersizliği olan bir çocuğun zekâsını normal zihin düzeyine gelecek şekilde artırmaz, sadece zihinsel kapasitesini ortaya koymasını engelleyen duygusal faktörler üzerinde olumlu etki sağlayarak zihinsel potansiyelini ortaya koymasını sağlar. Bununla ilgili özellikle Virginia Axline’ın “Benliğini Arayan Çocuk” isimli kitabında anlattığı Dibs isimli çocuk buna çok iyi bir örnektir.
Aynı şekilde travmatik yaşantısı olan bazı çocuklar Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği belirtileri göstermektedir. Bununla ilgili ABD’de bir çocuk psikiyatristinin Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği belirtileri gösteren bazı çocuklarda ilaç tedavisine başlamadan önce oyun terapisi uygulayarak bu çocukları takip ettiğini duymuştum.
Örneğin; doktora tezimde takip ettiğim ilkokul ikinci sınıf öğrencisi bir çocuğun bulguları Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği ile örtüşüyor, fakat öğrencinin ailesi ilaç tedavisi uygulamak istemiyordu. Üçüncü seansta ailesi “çocuğunun daha önceleri hiçbir ödevini tamamlayamadığını, ancak oyun terapisi başladıktan sonra bazı ödevleri tamamlayabildiğini anlattı. İlerleyen seanslarda ise 3 yaşındaki kardeşiyle daha fazla oyun oynadığını, daha önceleri kardeşini daha fazla döverken artık kardeşiyle daha iyi anlaştığını ifade etti.
Burada şuna dikkat etmek gerekir, tıbbi tanı kriterlerini gösteren çocuklara, gerekli testler ve incelemeler yapıldıktan sonra çocuk psikiyatristinin de görüşü alınarak oyun terapisi yapılmalı ve gelişmeler takip edilmelidir.
Son olarak: Doktora tezimde takip ettiğim ve yukarıda örnek vaka olarak kısaca anlattığım çocuğun babası seanstan sonra “hocam sabah buraya gelirken kardeşi bana baba nereye gidiyorsunuz diye sordu, sonra da biliyorum oyun doktoruna gidiyorsun değil mi?” dediğini gülerek anlattı. Sonra “hocam çocuğum kardeşini çok dövüyordu, hiç oyun oynamıyordu, şimdi kardeşiyle oynamaya başladı” diye devam etti. Tezimi tamamlayıp Dr. unvanını almaya hak kazandığımda tez danışmanıma “ben şimdi oyun doktoru mu oldum?” diye sordum, “evet Aziz sen şimdi oyun doktoru oldun” dedi. Aslında unvanımı aylar önce oyun terapisi alan bir çocuğun süreçten dolaylı bir şekilde fayda gören kardeşi vermiş oldu