Eğitim kurumlarında bir günün üçte birinde birlikte vakit geçirilen özel gereksinimli çocuklarımız günün kalan zamanını aile bireyleri ile geçirmektedirler. Özel gereksinimli çocukların eğitiminde ideal eğitim süresinin haftalık yaklaşık 40 saat olduğu tüm dünyada kabul görmekte ve bilimsel veriler ile desteklenmektedir. Bir başka ifade ile özel gereksinimli bir çocuğun günde 7 saatlik nitelikli ve iyi planlanmış, alanında uzman kişiler tarafından verilen bir eğitime ihtiyacı olduğu söylenebilir. Ülkemizdeki durum ele alındığında özellikle 0-6 yaş aralığında bulunan çocuklara verilen ücretsiz ve alanında uzman kişiler tarafından sağlanan eğitim sürelerinin ideal süre olan haftalık 40 saatin çok uzağında olduğu görülmektedir. Bu durumun iyileştirilmesine yönelik yapılabilecek eylem ve planlamalar, üzerinde daha kapsamlı ve geniş durulması gereken bir konu olmakla birlikte mevcut durumda ailenin sürece aktif katılımının önemli katkıları olacağı söylenebilir. Dünyada yaşanan COVİD 19 pandemi süreci nedeniyle birçok ülkede örgün eğitime ara verilmek zorunda kalınmış uzaktan eğitim süreçleri işletilmiştir.
Okulların en çok kapalı tutulduğu ülkelerden biri olan ülkemizde ise uzaktan eğitim sürecinde normal bireylerin sürece katılımında bile güçlükler yaşanırken özel eğitim gerektiren bireylerin uzaktan eğitim sürecinden etkin ve verimli bir şekilde yararlanabildiklerini söylemek mümkün değildir. Zira özel eğitim, bilginin beceriye dönüştürülmesini ve davranışlara yansımasını ön planda tutan bir alandır. Bu nedenle bireylerin sosyal yaşantıdan uzak olduğu uzaktan eğitim sürecinde bu kazanımları elde etmekte güçlük çektikleri aşikardır. Bu durum bize ailenin eğitime katılımının ve katkısının ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Özel eğitim konusunda ailenin görev ve sorumluluklarının üç aşamada ele alındığı görülmektedir. Bu yazıda üzerinde duracağımız nokta eğitmen olarak anne baba konusu olacaktır. Çocuğun eğitim süresinin ideal süre olan 40 saate çıkması için ailenin önündeki seçeneklerden birisi çocuğun eğitimi için ücretsiz verilen ders saatine ek olarak ücret karşılığı ders aldırmak ya da özel kurumlardan eğitim desteği almasını sağlamaktır. Ancak ülkemizde özel gereksinimi olan çocukların ailelerin ekonomik durumlarına ilişkin veriler incelendiğinde bu seçeneğin pek çok aile için mümkün olmadığı görülmektedir.
Eğitim süresini artırmanın bir diğer seçeneği ise aile bireylerinin eğitim sürecine aktif olarak katılması ve çocuklarına eğitim sunmalarının sağlanmasıdır. Bu seçenek ülkemizdeki mevcut durumda eğitim sürelerinin kısa vadede artırılması için en gerçekçi çözümlerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine aktif katılması ve sonrasında çocuklarının eğitimini eğitimci olarak desteklemesi için neler yapabiliriz? Şimdi kısaca bu sorunun cevaplarını aramaya çalışalım.
Bu konuda atılacak ilk adımlardan birisi ailenin çocuklarının eğitim süreci hakkında bilgilendirilmesi ve fikir sahibi olmasının sağlanması. Eğitim sürecine aile eğitiminin etkin ve aktif bir şekilde katılmasının sağlanması bu noktada önemli bir yere sahip. Öncelikle özel gereksinimli çocuk ailelerine yönelik olarak nitelikli ve bilimsel olarak kabul görmüş uygulamalar, uzman ekipler tarafından geliştirilmiş programların geliştirilmesi gerekmekte. Ülkemizde başta özel eğitim bölümleri olmak üzere üniversitelerde farklı bölüm ve birimlerde özel gereksinimli çocukların ailelerine yönelik eğitim programları araştırma ve tez çalışmaları kapsamında geliştirilmekte olsa da bu çalışmalar hem sayı olarak sınırlı kalmakta hem de geniş kitlelere erişmesi konusunda istenilen yaygın etkinin sağlanamadığı görülmekte. Bu süreci daha iyi işler hale getirmek için özellikle Kalkınma Ajansları ve TÜBİTAK tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’nı paydaş alacak şekilde, özel gereksinimli çocuk ailelerine yönelik kapsamlı programlar hazırlanmasına yönelik çağrıların gerçekleştirilmesi ya da bu konuların öncelikli olarak desteklenmesine yönelik adımlar atılması sağlanabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ve özel kurumlarda ise ailelere yönelik bu programların uygulanması ve ailelere maddi desteklerin verilebilmesi için bu eğitimlere ailelerin katılması ve eğitimleri başarılı bir şekilde tamamlanmasının ön koşul haline getirilmesi sağlanabilir. Ayrıca ilgili bakanlıklar ile işbirliği yapılarak özel gereksinimli çocuğa sahip çalışan ebeveynlere eğitim almaları için haftanın belirli gün veya saatlerinde ücretli izin verilmesi sağlanabilir.
Özel gereksinimli çocukların eğitim aldığı resmi ve özel kurumlarda, ailelerin çocuklarının eğitim süreçlerini aktif olarak izlemesi ve bilgi alması amacı ile özel eğitim hizmeti verilen sınıflarda gözlem camı kullanılması ve eğitimcilerin belirlenmiş gün ve saatlerde ailelerin eğitimleri gözlemlemesi veya bilgi almasını sağlayacak bir başka eylem olarak düşünülebilir. Teknolojinin gün geçtikçe hayatımızda önemli bir yer elde ettiği düşünüldüğünde aileleri çocuklarına sağlayacakları eğitim konusunda bilgilendirecek ve yönlendirecek, etkileşimli ve zengin içeriklerin bulunduğu eğitim portalları ve platformlarının alan uzmanlarının disiplinler arası çalışmaları ile hazırlanması ve ailelerin erişimine ücretsiz olarak sunulması aileleri destekleyecek önemli bir başka etkinlik olarak düşünülebilir.
Teknolojiden yararlanabileceğimiz bir başka destek ise özel gereksinimli çocuklara yönelik hazırlanacak eğitim uygulamaları ve bunların aileler tarafından kullanılması olabilecektir. Dikkat edilirse çok sık “alan uzmanları ve nitelikli uygulamalar” ifadeleri yazıda kullanılmıştır. Ailelerin eğitim sürecine katılması için yaptıklarımızın sadece sayısal olarak çok ya da çeşitli olması bir anlam ifade etmemektedir. Gerçekleştirilecek olan her türlü etkinlik ya da uygulamanın bilimsel temellere dayanması ve farklı disiplinlerden uzmanların etkili bir şekilde süreçte görev alması başarıya ulaşmada büyük bir önem taşımaktadır.