Öyle ki aileler çocuklarında herhangi bir yetersizlik olmasını anlamlandırmakta zorlanmakta, çoğu kez inkâr, suçlama veya içe kapanma gibi tepkiler gösterebilmektedirler. Ancak süreç sonunda genellikle “Özel gereksinimli” bir çocuğa sahip olduklarını kabul ediyorlar. Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak aileler için öngörülemez yaşantılar, problemler ve duygular yaşanmasına yol açmaktadır. Bunlardan en önemli olanı ise eğitim sürecidir. Özel gereksinimli bir çocuğun hayatında olmazsa olmazlardan biri eğitimdir. Ancak eğitim hayatı boyunca çocuklarının durumunu anlatmaktan tutun da, kendilerine sunulan imkânları kullanabilmek için mücadele etmek zorunda bile kalabilmektedirler.
Ülkemizde özel eğitim alanında hızlı bir gelişme ile birlikte sunulan eğitim olanaklarına çok daha küçük yaşlarda ulaşılabilmektedir. Şöyle ki 0 – 3 yaş arasındaki özel gereksinimli bir birey dahi özel eğitim hizmetlerine ulaşabilmektedir. Peki, bu hizmetler neler, bu hizmetlerden kimler faydalanabilir ve hizmetlere ulaşmak için izlenmesi gereken yollar nelerdir?
Kısaca bilgi vermek gerekirse:
1. Erken Çocukluk Dönemi Hizmetleri: 0 – 36 ay arasındaki özel eğitime muhtaç çocukların ailelerinin bilgilendirilmesini ve desteklenmesini içerir. Bu hizmet, Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde (RAM) kurulan özel eğitim değerlendirme kuruluna velinin başvurusu üzerine önerilir ve belirli merkezlerde özel eğitim, okul öncesi, çocuk gelişimi ve öğretmenleri tarafından haftada iki gün ikişer eğitim saati olarak özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından planlanır ve uygulanır. Bu eğitimin temel özelliği ailenin çocuğun eğitimiyle ilgili bilgilenmesi ve eğitime katılmasıdır.
2. Okul Öncesi Hizmetler: Özel eğitim öğrencilerinin zorunlu eğitim çağı 37 ay itibariyle başlar. Bu dönemde özel eğitim anaokulları ile olabileceği gibi özel eğitim sınıfları ve kaynaştırma eğitimiyle de yürütülmektedir.
3. İlköğretim ve Ortaöğretim Dönemi Hizmetleri: Okul öncesinde olduğu gibi temel eğitim ve ortaöğretim dönemlerinde de özel eğitim okulları, sınıfları ve kaynaştırma eğitimiyle sürdürülmektedir.
İlköğretim döneminde
Yukarıda sayılan hizmetlerin sağlanmasında bazı kurum ve komisyonlar görev almaktadır. Rehberlik ve Araştırma Merkezleri bünyesinde Rehber Öğretmen / Psikolojik Danışman ve Özel Eğitim Öğretmeni çalışan ve bireylerin özel eğitim amaçlı eğitsel değerlendirmelerini yapan kurumlardır. Bu kurumların bünyesinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulları, eğitsel değerlendirmesi yapılan bireylerle ilgili özel eğitim yönlendirme kararları vermektedir. Burada ifade edebileceğimiz okul (Resmi tedbir) kararları şunlardır;
- Bulunduğu sınıfında normal eğitime devam: Bu karar, öğrencide herhangi bir yetersizlik tespit edilmediğini ve sınıfında devam etmesi gerektiğini ifade etmektedir.
- Kaynaştırma / bütünleştirme eğitimi: Yaşıtlarına göre hafif düzeyde yetersizliği tespit edilen öğrenciler için verilebilir. Bu öğrenciler bulundukları sınıfta eğitime devam etmektedir. Ayrıca öğretmenleri tarafından BEP (Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı) oluşturulur. Bu plan, öğrencinin bir eğitim öğretim yılı boyunca öğrenci için kazandırılması amaçlanan kazanımları ve değerlendirme yöntemlerini içerir. Yine kaynaştırma / bütünleştirme eğitimine alınmış öğrencilere destek olmak amacıyla okullarımızın bünyesinde destek eğitim odaları açılmakta ve BEP doğrultusunda bu destek eğitim odalarında belli bir saat birebir eğitim verilmektedir.
- Özel eğitim sınıfı: Yaşıtlarına göre hafif, orta veya ağır düzeyde yetersizliği tespit edilen öğrenciler için verilebilir. Bu sınıflar öğrencilerin yetersizlik türlerine göre belirli eğitim öğretim kademelerinde açılmaktadır. Yönlendirme kararları da öğrencilerin yetersizlik türüne ve oranına göre olmaktadır.
- Özel eğitim okulu: Yine yaşıtlarına göre hafif, orta veya ağır düzeyde yetersizliği tespit edilen öğrenciler için verilebilir.
Öğrenciyle ilgili yukarıda sayılan kararların verilmesinde dikkat edilen en önemli unsur öğrenciye en iyi öğrenme ortamının sunulmaya çalışılmasıdır. Bu karar verilirken, aileden detaylı bir hikâye alınmakta, bireyin zekâ testi uzman testör tarafından yapılmakta ve gelişim alanları ile ilgili performansı özel eğitim öğretmeni tarafından alınmaktadır. Toplanan bilgiler sonucunda bireyle ilgili özel eğitim değerlendirme kurulu bir karar vermektedir. Ayrıca yıl içerisinde okullar tarafından öğrencinin gelişimi takip edilerek yeniden incelenmesi talep edilebilmektedir. Yine okul kademeleri arasındaki geçişlerde öğrencilerin eğitsel değerlendirmeleri yenilenmektedir. Bu sayede öğrenci hakkında verilmiş olan kararlar yenilenebilmektedir.
Yukarıda sayılan yönlendirme kararları doğrultusunda il / ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan özel eğitim hizmetleri kurulları aracılığı ile uygun sınıf ve okullara yerleştirme kararları verilmektedir. Bu kararlar verilirken, özel gereksinimli öğrencinin adresine en yakın ve yönetmelikçe belirlenen öğrenci kontenjanları doğrultusunda yeri olan sınıf / okul olmasına dikkat edilmektedir.
Özel gereksinimli öğrencilerimize sunulan hizmetler bu kadarla da sınırlı değildir. Özel gereksinimli bir öğrencimiz, en az 3 ay evinden çıkmaması gereken bir rahatsızlık yaşadığında, evde eğitim alması için gerekli düzenlemeler özel eğitim değerlendirme ve hizmetler kurulu tarafından yapılarak evinde eğitim almaya devam etmektedir. Eğer özel gereksinimli öğrencimiz, hastanede yatarak tedavi görüyorsa bu kez hastanelerde oluşturulmuş olan sınıflarda eğitim almaya devam etmektedir.
Bütün bu saydıklarımız, yetersizliği olan özel gereksinimli öğrencilerimiz içindi. Birde üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerimiz için sunulan hizmetler var. Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) okul saatleri dışında; bilimsel düşünmeyi, proje üretmeyi vb. yeteneklerini geliştirmek için açılmış kurumlardır. Yine okullarda kaynaştırma / bütünleştirme eğitimine alınan öğrencilerimizde okullardaki destek eğitim odalarından faydalanmaktadırlar.
Özel eğitim hizmetleri ile ilgili özet bilgileri paylaştıktan sonra öğretmenlerimiz için önemli olan, hangi özellikleri sergileyen öğrencilerin eğitsel değerlendirme amaçlı RAM’a yönlendirileceği sorusuna cevap bulmak gerekiyor. Öncelikle şunun altını çizerek vurgulamak gerekiyor ki akademik başarısızlık eğitsel değerlendirme için önemli kriterlerden biri olmakla beraber, öğrencinin özel gereksinimli birey olarak tespiti için yeterli değildir. Çünkü akademik başarısızlığın birçok nedeni olabilir. Örneğin; öğretmen ve / veya aile tutumları, uzun süreli hastane yaşantıları, öğretmen değişimleri, travmalar, okul korkusu, parçalanmış aileler vb. Bu listeyi daha da uzayabilir. Tüm bu etmenlerin değerlendirilmesi çok önemlidir. Sadece akademik başarısızlığa bakarsak okullarımızda ne kadar çok özel gereksinimli öğrenci olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Peki, bir öğretmen nasıl anlayabilir bir öğrencinin RAM tarafından incelenmeye ihtiyacı olup olmadığını. İlk olarak eğer bir öğrencinin hastaneden aldığı herhangi bir özel gereksinim raporu varsa bu öğrenciyi zaman kaybetmeksizin RAM’a yönlendirmek gerek. Eğer rapor yoksa öğrencinin algılama, duyma, anlama, görme, iletişim, kendini ifade etme, hafıza, yorumlama, kavrama vb. zihinsel süreçleri kapsayan becerilerinde sapmalar, yetersizlikler varsa yönlendirme yapılabilir. Üstün yetenekli öğrenciler için ise tam tersi yaşıtlarına göre bu becerilerde çok daha ileri düzeyde olup olmamasına bakılır. Yine sadece akademik olarak çok iyi düzeyde olmak da üstün zekâlı veya yetenekli birey olmak demek değildir. Okul tarafından incelenmesi istenen öğrenci için “Eğitsel Değerlendirme Talep Formu” doldurulması ve ilgili RAM’dan randevu alınması gerekmektedir. İlgili forma öğrenciyle ilgili tespitler yazılmaktadır.
Yukarıda saydığım zihinsel süreçleri değerlendirmek için öğretmenimizin belli bir zamana ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Bu nedenle okula ilk kez başlayan okulöncesi ve 1. sınıf öğrenciler için, öğretmenimizin yarım dönem gözlemde bulunması, varsa okul rehber öğretmeniyle / psikolojik danışmanıyla istişare etmesi faydalı olacaktır. Ancak tekrar hatırlatalım bu durum öğrencinin hastaneden özel gereksinim raporunun olmaması veya çok belirgin bir yetersizliğin tespit edilememesiyle alakalıdır.
Son olarak söyleyeceğim, özel gereksinimli öğrencilerimiz için okullarımızda birçok imkân sunulmaktadır. Bu imkânların, aile tarafından okullarımızdan talep edilmesi en büyük haklarıdır. Okullarımızda, imkânları doğrultusunda öğrencilerimize bu hizmetleri sunmaktadırlar. RAM’lar da öğrencilerimiz için en iyi öğrenme ortamının seçilmesi amacıyla eğitsel tanılama sürecini yürütmektedir. Bu sürecin sonunda önerilen eğitim modeli her zaman en doğrusu olmayabilir. Bu sürecin takibinin hem okullarımız tarafından hem de aileler tarafından yapılması RAM’ların da işini kolaylaştıracak ve daha iyiye yönlendirecektir. Ancak bunu yaparken öğretmenlerimizin RAM’ları veya çalışanlarını zan altında bırakmaları, suçlamaları veya özel gereksinimli birey hakkında verilen kararın çocuğa zarar vereceğini söylemesi yanlış olacaktır. Bunun yerine, yasal süreç içerisinde veli veya okulumuz tarafından, verilen resmi tedbir kararına dilekçe ile itiraz edilmesi ve eğitsel değerlendirme isteği formuna öğretmenimiz tarafından gerekli notların alınarak bildirilmesi en sağlıklı olanıdır.