Tartismali Bir Ögrenme Araci: Ödev
Dünyanin pek çok ülkesinde uzun yillardir tartisilan ev ödevi konusu, günümüzde de güncelligini korumaktadir. Türkiye’de özellikle son 15 yilda egitimcilerin en önemli gündemlerinden birini olusturan ev ödevleri, zaman zaman Milli Egitim Bakanligi’nin ödev verilmemesi yönündeki yasaklayici açiklamalari ile medyada da genis yer bulmustur. Ayrica akademik alanda yapilan çalismalarin da oldukça farkli sonuçlar ortaya koymasi, ev ödevi tartismasinin uzun bir süre daha güncelligini koruyacagini gösteriyor.
Ögretmenler neden ev ödevi verir?
Okullar egitim ve ögretim faaliyetlerinin yürütüldügü yer olmakla birlikte bu faliyetleri okulla sinirlandirmak mümkün degildir. Bir Mahmut Hoca repligi der ki; “Okul sadece dört yani duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer degildir. Okul her yerdir. Sirasinda bir orman, sirasinda dagbasi. Ögrenmenin, bilginin var oldugu her yer okuldur.” Dolayisiyla ögretmenler, okul disi zamanlarda derse hazirlanma, derste ögrenilenleri pekistirme, tamamlama, kalici hale getirme amaciyla ögrencilere ev ödevi verirler. Bu egitsel amaçlarinin yani sira ögrenciler ev ödevi yaparken sorumluluk alma, zaman yönetimi, öz-disiplin ve kendi basina problem çözme gibi en az akademik beceriler kadar önemli olan becerilerini de gelistirme firsati yakalar.
Aileler bu isin neresindedir?
Ailelerin çocuklarin akademik becerilerini gelistirme sürecine aktif katilimi önemlidir. Nitekim arastirmalar okul basarisinda aile desteginin belirleyici bir etken oldugunu ve saglikli bir okul-aile isbirligi yapilmasi halinde çocuklarin okul basarisinin da üst düzeyde arttigini göstermektedir. Bu anlamda ödevler ailelerin çocuklarinin egitim sürecine eslik etmeleri için önemli bir firsattir. Ayrica ödevler ögrenci, ögretmen ve aile arasinda bag kurma ve isbirligi açisindan bir köprü vazifesi de görmektedir. Aileye okuldaki çalismalari tanima, çocugun ögrenmesini yakindan izleme ve destekleme firsati vermektedir. Bununla birlikte birçok anne-baba çocuklarina nasil yardimci olabilecekleri konusunda yeterince bilgi sahibi degildir. Bu nedenle ögretmenlerin rehberligine ihtiyaç duyarlar. Ailelere, çocuguna nasil yardim edecegi, uygun ortami nasil saglayacagi ve en önemlisi çocugu ödeve nasil güdüleyebilecegi açiklanmalidir. Böylece okul ve ailenin isbirligi içerisinde olmasi daha kolay olacaktir.
Ögrencilerin ev ödevi yapmasi bir yarar saglamakta midir?
Ödevlerle ilgili yapilan arastirmalar birbirinden farkli sonuçlar sergilemektedir. Olumlu görüsler, ögrencinin çesitli bilgi ve becerilerini gelistirmesi, sorumluluk almasi ve yasam boyu ögrenmesi açisindan ödevleri gerekli görmektedir. Olumsuz görüsler ise, ödevin yapilmasi sirasindaki çatisma, stres, ödevin ögrenci düzeyine uygun olmamasi, aile kosullari nedeniyle ögrenciler arasinda esitsizlik olusturmasi gibi noktalarda yogunlasmaktadir. Olumlu görüsler ödeve ögrencinin ögrenmesi ve kendini gelistirmesi açisindan yaklasirken, olumsuz görüsler ödevi yapma sürecine ve evdeki kosullarin farkliligina dikkat çekmektedir.
Ayrica anasinifi ve ilkokulda verilen ev ödevlerinin basari üzerinde olumlu bir etki yaratmadigi, üst kademelerde ise sinirli miktarda verilen az ödevin okul basarisini olumlu yönde etkiledigi de pek çok arastirmanin ortak sonucudur.
Bir yandan ödevin gerekliligi dile getirilirken, çocugun ve ailenin üzerinde olusturdugu olumsuz etki de gözden kaçmamaktadir. Bireyin hem akademik basarisina hem de sosyallesmesine katki saglamasi hedeflenen ödev uygulamalarinin, zit bir etki yapmasi da olasi görünmektedir.
Ev ödevleri ne zaman sorun haline gelir?
Ödevler bazen çocuklar ve aileler açisindan bir çatisma ve stres kaynagi da olabilmektedir. Ödevin çokça tekrar, uzun yazma ve okuma içermesi ve ödev için ayrilan sürenin uzun tutulmasi çocugun ödev yapma motivasyonunu düsürür. Nitekim deney ve gözleme dayali olmayan ve ögrenci düzeyinin üzerinde verilen zor ödevler, ögrencilerin ödev yapmaktan kaçinma ya da ödev yapmayi reddetme gibi olumsuz tutum takinmalarini da beraberinde getirebilir. Dolayisiyla ödevlerin yapilmasi ve izlenmesi sürecinde aile ile çocuk arasinda çatismalarin ve hos olmayan durumlarin ortaya çikmasi da kaçinilmaz olur. Ayrica günlük hayat içerisinde ailelerin çocuklarina ayiracaklari zamanin kisitli oldugunu da hesaba katarsak, bu zamanin tamamini ödev için ayirmak pedagojik açidan da dogru bir yaklasim olmayacaktir. Aksi durumda ev ödevi, çocuk-aile iletisiminde gerginlik konusu olmaktan öte gidemeyecektir.
Ödevi krize dönüstürmemek için ne yapmali?
Okul-aile isbirligi egitim ve ögretim sürecinin en önemli dinamiklerinden biridir. Özellikle okul disi ögrenme faaliyetlerinin yürütülmesi ve ögrencilere duyussal destek saglanmasi açisindan ailelerin destegi muhakkak alinmalidir. Bu nedenle ailelere, çocuguna nasil yardim edecegi, nasil kaynak bulacagi, ödevini nasil izleyecegi ve en önemlisi çocugu ödeve nasil güdüleyebilecegi açiklanmalidir.
Verilen ev ödevleri ailelerin sosyal yasaminda ve günlük planinda önemli degisiklikler yaptiracak boyutta yogun olmamalidir. Ödevlerin yogun ve zor olmasi çocuklarda oldugu kadar ailelerin de üzerinde bir yük ve baski olusturmaktadir. Dolayisiyla yogun ve islevsiz ödevler, hem ailelerin hem de çocuklarin okula karsi olumsuz tutum takinmasina neden olabilir. Bu sebeple okul disi zamanlarda dinlenme, eglenme ve sosyal aktivite gibi eglenceli etkinliklere katilmayi sinirlandiran ev ödevleri vermekten kaçinilmalidir.
Ev ödevlerinin en önemli özelliklerinden biri de ögrencilerin sorumluluk almalarini, öz disiplin gelistirmelerini ve bagimsiz çalisma yapmalarini saglamaktir. Ancak günlük yasamla ilintili olmayan, daha çok test çözme, yazma ya da uzun okumalar içeren ödevlerin çocuklarda zit bir etki yapmasi da olasidir. Dolayisiyla daha çok deney ve gözleme dayali, yasamin içinden, arastirma, düsünme ve problem çözme becerisine odakli ödevler tercih edilmelidir.
Her ailenin kosullarinin birbirinden farkli oldugu unutulmamalidir. Bazi aileler çocuklarina sosyal ve fiziki imkanlar yönünden elverisli bir ortam sunabilirken, bazilari ise çocuklarina gerekli destegi verememektedir. Bazilari çocuklarinin egitim ve ögretim sürecine katilimi konusunda istekliyken, bazilari ise bundan kaçinmaktadir. Dolayisiyla bu süreçte her ögrenci için ayni ödevi vermek de bir anlamda esitsizlik yaratmaktadir. Ögretmenlerin ödev verirken bu türden aile dinamiklerini de göz önünde bulundurmasi ögrencilerinin egitim hayati boyunca daha basarili ve mutlu olmasini saglayacaktir.