ABD’li psikolog Virginia M. Axline tarafından 1964 yılında kaleme alınan “Dips in Search of Self” Dips adında başta ebeveynleri tarafından zihinsel engelli olduğu düşünülen erkek bir çocuğun kimlik arayışını ve oyun terapisinin iyileştirici gücünü yansıtan gerçek bir hikayedir. Panama yayıncılıktan çıkan kitap Misli Baydoğan tarafından Türkçe’ye “Benliğini Arayan Çocuk” olarak çevirilmiş ve kısa sürede çok sayıda okura ulaşmıştır.
Dips yaklaşık iki yıldır özel bir ana okula gitmektedir. Hiç konuşmaz, öğretmenlerine ve arkadaşlarına ilgisiz bir şekilde sessizce oturur, ya hiç kıpırdamaz ya da sınıfın içinde rastgele emekler. Kimi zamansa saldırganca öfke nöbetlerine tutulur. Öğretmenler onunla bir ilişki kurabilmek, ondan bir tepki alabilmek için ellerinden geleni yapmışlar ancak başarılı olamamışlardır. Okul psikoloğu onu gözlemlemiş ve defalarca ona bazı testler uygulamanın bir yolunu aramıştı ancak Dips buna hazır değildi…
“Gün ışığında insan tüm cevapları bildiğini ve her şeyi olabildiği gibi gördüğünü zanneder. Oysa gökyüzü karardığında, önyargılar yumuşar, suçlamalar çekilir ve duygular ortaya çıkar.”
Dips’in annesi başarılı bir doktor, babası ise bir bilim insanıdır. Annesi kariyerinin doruk noktasında hiçte hesap etmediği bir dönemde hamile kaldığı için, babası da çocuk fikrine hiçbir zaman sıcak bakmadığından en başından beri Dips istenmeyen bir çocuk olarak dünyaya gelmiştir. Dips’in birde Dorothy adında kız kardeşi vardır. Dips’in aksine ailesi tarafında mükemmel olarak nitelendirilen Dorothy, yine ailesine göre sorunun kendilerinde olmadığının da en önemli kanıtıdır…
“Bir anne baba gerçekten istemedikleri halde dünyaya bir çocuk getirirler mi? Peki, o çocuk ana rahmine düştüğünde bunu hissedebilir mi? Böyle bir aile ortamında bir çocuğun sığınabileceği, kendi iç dünyasından daha güvenli bir yer var mıdır?”
Zihinsel engelli ya da beyin hasarlı olduğu düşünülen Dips, öğretmenlerinin ısrarı ve ailesinin onayıyla klinik psikolog Bayan A. ile oyun terepisine başlar. İlk seanslarda terapistle iletişime geçme konusunda direnç göstermiş, buna karşılık Bayan A. onu yönlendirecek ya da zorlayacak herhangi bir davranışta bulunmamıştır. Öyle ki bazen vaktinin çoğunu oyun odasında Dips’le sessiz kalarak geçirmiştir. Bayan A.’nın bu tutarlı ve zorlayıcı olmayan tutumları zamanla Dips ile arasında bir güven ilişkisi oluşturmuştur. Bayan A. en başından beri Dips’ entelektüel becerilerinin aslında yaşıtlarından daha ileri olduğunu farketmiş fakat bu durumu ailesiyle paylaşmamış, Dips’in benlik arayışını tamamlaması hususunda sabırlı davranmıştır.
Dips’in entelektüel becerilerini etrafındakilerine göstermemesinin altında çevresine olan öfke ve güvensizlik duygusu yatıyordu. Dips zihin engelli ya da beyin hasarlı değildi, reddedilmiş ve duygusal olarak yoksun bırakılmış bir çocuktu…
“Dibs bu dünyada bir adının ve yerinin olduğunu ona hissettirecek bir benliğin eksikliğini duymaktadır. Tam da bu nedenle onun hikayesi aslında herkesin hikayesidir.”
Dips, sorunlarını oyun odasında oynadığı oyuncaklara yansıtarak bu sorunların zamanla üstesinden gelmeyi öğrenmiştir. Kitapta en dikkat çeken durumlardan biri Dips’in babasına olan öfkesini yansıtma biçimiydi. Babasına çok fazla öfke duyan Dips ilk başlarda bu öfkesini babası olarak nitelediği oyuncağı kuma gömerek ve oyuncak bir eve kilitleyerek göstermiştir. Seanslar ilerledikçe kendi iç dünyasında babası ile arasında olan sorunları çözmüş ve evcilik oyunlarına babasını da dahil etmiştir. Oyun terapisi sonrasında Dips’in babasına, annesine ve kız kardeşine yönelik düşmanlık ve nefret duyguları halen sönmüş değilse de eskisi gibi alevlenmiyordu. Dips daha pek çok sorunu oyun odasında çözmüş, nefret ve intikam duyguları bağışlamayla sonlanmıştı.
Kitabın son sayfalarında Dips’in oyun terapisi sonrası akıbeti hakkında da bilgi veriliyor. Dips’e Stanford-Binet zeka testi uygulanıyor ve test sonunda zeka puanı 168 çıkıyor. Ayrıca okuma testinde Dips’in okuma puanının yaşının ve eğitim düzeyinin çok üzerinde olduğu görülüyor. Test sonuçları Dips’in entelektüel kapasitesini etkili olarak kullanan, istisnai düzeyde üstün yetenekli bir çocuk olduğunu gösteriyor.
Kitapta öne çıkan en önemli önermelerden biride bir çocuğun iyileşmesinde öncelikle ebeveynlerinin klinik olarak tedavi olması gerektiği şeklinde kabul gören yaygın bir görüşün aksine, bu hikayede Dips’in iyileşmesiyle birlikte ebeveynlerinin de zihinsel olarak daha iyi hissettiğini göstermesidir.
“Bence tüm çocukların tırmanmak için kendi tepeleri olmalı. Ve bence tüm çocukların gökyüzünde sadece kendilerine ait bir yıldızları olmalı. Ve bence tüm çocukların kendilerine ait bir ağaçları da olmalı. Bence böyle olmalı…”