Hepimiz baktık ama görmedik, öyle değil mi? Bahçemizde, saksımızda ya da yoğurt kovasında sessizce büyüyen Aynısefa’yı fark etmeden yanından geçip gittik. Güzelliğiyle gözlerimize değerken, faydalarıyla bedenimize ve ruhumuza bir şifa kaynağıdır aslında. Aynısefa (Calendula officinalis), portakal turuncusu çiçekleriyle yeşilin içinden parlayan, genellikle süs bitkisi olarak yetiştirilen bir bitkidir.
Halk arasında turuncu çiçekleri nedeniyle ‘portakal nergisi' olarak da bilinir. Fakat Nergis (Narcissum sp.) türleri ile bir akrabalığı bulunmuyor. Papatyagiller (Asteraceae) ailesine mensup olan Aynısefa hem eski hem günümüz bitkisel tedavi uygulamalarında önemli bir yere sahip. Antik Mısır'dan Avrupa'ya kadar geniş bir coğrafyada şifa kaynağı olarak binlerce yıldır kullanılmakta olan Aynısefa, Orta Çağ’da yaraların iyileşmesinden mide rahatsızlıklarına kadar pek çok alanda başvurulan bir bitkiydi. Günümüzde ise hem kozmetik hem de tıbbi ürünlerin vazgeçilmez bir bileşeni olarak dikkat çekiyor.
Aynısefa, Latince adıyla Calendula officinalis, adını Latince "calendae" kelimesinden almış. “Ayın ilk günü" anlamına geliyor. Bu, bitkinin yıl boyunca sık sık çiçek açma özelliğine bir atıf. Neredeyse yılın on ayı çiçekleri üzerinde olan Aynısefa bazı kültürlerde "takvim çiçeği" olarak da biliniyor. Hikâye o ya; eskiden çiftçiler Aynısefa çiçeğinin sabah erken saatlerde açıp açmamasına göre hava tahmini yaparlarmış. Eğer çiçek erken saatlerde açmamışsa, yağmurun yaklaşmakta olduğuna inanılır, bağa bahçeye işe gidilmezmiş. Doğayı gözlemlemek o kadar güzel farkındalıklar katıyor ki bize aslında. “Eskiler öyle derdi, yapardı” sözünü sıklıkla duymuşsunuzdur. Gerçekten bir bildikleri varmış. Ve bu “bildikleri” ne de gözlemleyerek, fark ederek, deneyimleyerek ulaşmışlar elbette. Aynısefayla ilgili bu hikâye de buna çok güzel bir örnek.
Aynısefa, aynı zamanda doğal bir antienflamatuvar (iltihap önleyici) ve antiseptik (mikrop önleyici) olarak biliniyor. Cilt problemlerine karşı yatıştırıcı ve yara iyileştirici etkisiyle merhemlerde sıkça kullanılıyor, çayı mide rahatsızlıklarını hafifletmede etkili. Yaraların iyileşmesini hızlandırdığı, iltihaplanmayı azalttığı ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği de yapılan sayısız araştırma ile kanıtlanmış. Aynısefa çiçeğinin parlak sarı ve turuncu renkleri, içeriğinde bulunan lutein pigmentlerinden geliyor. Bu madde, göz sağlığı için son derece faydalı ve günümüzde göz takviyelerinde de sıklıkla kullanılıyor. Belki de bundan dolayı bitkiye -Aynısefa (Ayn-ı sefa); “göze iyi, hoş gelen”- ismi söylenmiş olabilir. Kim bilir?
“Aynısefa ile nasıl şifalanabiliriz?” derseniz eğer çayını hazırlamak için kurutulmuş çiçeklerini kullanabilirsiniz. Ayrıca evde Aynısefa yağı yaparak cilt bakımınızda doğal bir yardımcı elde edebilirsiniz. Aynısefa yağı maserasyon denilen bir yöntemle hazırlanıyor. Bu yöntem bitkinin belli kısımlarının sabit bir yağ içerisinde belli süre ve şartlarda bekletilmesiyle etken maddelerinin sabit yağa geçmesini ifade ediyor. Aynısefa içinse maserasyon yöntemi ise şu şekilde; zeytinyağı içerisinde ıslak olmayan taze toplanmış çiçekleri ya da sadece yolunmuş taç yaprakları ekleyip altı hafta kadar güneşte bekletiyoruz. Tabi Rize’de güneşi o kadar süre art arda bulabilirsek. Arada bir de hafifçe çalkalıyoruz ki küf yapmasın. Sonrasında çelik bir süzgeç ya da temiz bir tülbentle süzüp yağı kavanozda serin ve kuru bir yerde muhafaza ediyoruz. Bu yağı içebilir, direk sürebilir ya da çeşitli merhem, sabun, losyon tariflerinde kullanabiliriz. Bunları yaparken mutlaka işin ehli bir eczacı ya da tıbbi bitki uzmanına danışmayı da ihmal etmemek gerek. Bitkisel olması masum olduğu anlamına gelmiyor. Bu içeriklerde mühim olan dozdur. Dozu iyi ayarlarsak şifa olur, ayarlayamazsak zehir. Bu nedenle temkinli yaklaşıp araştırmakta fayda görüyorum. Televizyonlarda, sosyal medyada sayısız içerik var ve maalesef yüzde doksanının bilimsel bir dayanağı yok. Bilgiyi alırken de seçici ve araştırmacı olmamız bu noktada hayat kurtaracaktır.
Yoğurt kovası gibi basit bir kapta bile kolayca büyüyen Aynısefa görsel bir şölen sunarken mutfağımıza ve ev yapımı bakım ürünlerimize katkı sağlamaya yıllar boyunca devam eder umarım.
Kaynaklar:
Arora, D., Rani, A., & Sharma, A. (2013). A review on phytochemistry and ethnopharmacological aspects of Calendula officinalis L. Journal of Pharmacognosy and Phytochemistry, 2(3), 27-32.
Preethi, K. C., Kuttan, G., & Kuttan, R. (2009). Anti-inflammatory activity of flower extract of Calendula officinalis Linn. and its possible mechanism of action. Indian Journal of Experimental Biology, 47(12), 825-830.
Akbar, S. (2020). Calendula officinalis L. (Asteraceae): A Review of Its Phytochemistry and Pharmacology. Clinical Phytoscience, 6(30), 1-12.
Yılmaz, N. (2015). Tıbbi Bitkilerde Biyoaktif Bileşenler ve Kullanım Alanları: Aynısefa Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
World Health Organization (WHO). (2002). WHO Monographs on Selected Medicinal Plants, Vol. 2. Geneva: WHO.
European Medicines Agency (EMA). (2015). Assessment Report on Calendula officinalis L., Flos.
USDA Plants Database. Calendula officinalis bitkisi hakkında ayrıntılı bilgi (https://plants.usda.gov/).