Öğretmenlik; geçmişten geleceğe giden yolda gerçekleştirilen, evrensel nitelikler taşıyan, özel bir mesleğin adıdır. Kökleri geçmişte olan öğretmenlik mesleğinin bugün ortaya koyduğu performansın meyveleri ancak gelecekte toplanabiliyor. Unutulmayan öğretmen olmak, yarınlarda var olmak her mesleğe nasip olan bir özellik değildir. Öğretmen olma yolculuğu; insan sevgisi, sabır, idealist (her zaman daha iyi olanı isteme) ve fedakâr (emektar) olmakla başlar.
Öğretmen olmak; mesleği sonsuz bir tutkuyla gerçekleştirmek, hiçbir olumsuzluğa takılmadan en iyisini yapabilmek için emek vermektir. Öğretmen olmak; geçmişten aldığı emanetleri geleceğe sosyal, kültürel, duygusal ve akademik olarak en iyi şekilde yetiştirmiş olarak teslim edebilmektir. Öğretmen olmak; öğrencilerini hayata hazırlamak, üstelik geleceğin hayatına çok boyutlu olarak hazırlamaktır.
Bugün mesleği ne olursa olsun bireylerin yolu çoğunlukla bir şekilde öğrencilikten geçmiştir. Her birimiz hayatının bir döneminde mutlaka öğrenci olmuşuzdur. Böylelikle hayatımıza dokunan, aradan geçen yıllara rağmen hatıralarımızda yeri olan öğretmenlerimiz olmuştur. Hemen her öğretmenimizle ilgili birçok hatıra hafızalarımızdaki yerini terk etmez. Ancak bazı öğretmenlerimiz vardır ki onlar yıllar sonra bile tüm ayrıntısıyla, güzellikleriyle hatırlanır. Onların adının bile geçmesi yüzlerin tebessüm etmesi için yeterlidir. Saatlerce anlatılabilecek hatıralar hafızalardaki yerini korumaktadır. İşte yıllar sonra bile hatırlanan, yüzleri tebessüm ettiren öğretmenlerin emekleri, gayretleri, öğrencilerine değer verişleriyle gönüllerde edindikleri yerler çok kolay elde edilemiyor.
Bir öğretmenin sevilmesi demek, dersinin de sevilmesi ve başarılı olunması demektir. “Her öğretmen hatırlanır ancak bazı öğretmenler hiç unutulmaz.” Unutulmamanın sırrı nedir? Bu öğretmenler diğer meslektaşlarından farklı olarak neyi yapmışlardır? Nedir onları böyle unutulmaz yapan? İyi iletişim kurmaları mı? Empati yapmaları mı? Öğrencilerini anlamaları mı? Eğitimle, öğretimle sevgi bağını iyi kurmaları mı? Güler yüzleri mi? Sakinlikleri mi? Soğukkanlı oluşları mı? Adaletli oluşları mı? Her öğrencisine eşit davranmaları mı? Mesleklerini iyi yapmaları mı? Öğrencilerine değer vermeleri mi? Onlara ne kadar değerli olduklarını hissettirmeleri mi? Fedakâr oluşları mı? Öğrencilerine anne baba oluşları mı? Öğrencilerine fırsatlar vermesiyle mi? Öğrencilerinin dertlerini dert edişleri mi? İyi bir dinleyici oluşları mı? Demokratik tavırları mı? Öğrencilerini ve mesleklerini koşulsuz sevmeleri ve kabul etmeleri mi? Acaba hangisi ya da hangileri? Belki biri, birkaçı değil; her biri bir öğretmeni unutulmaz yapan temel kodlardandır.
Bunun içindir ki bu temel değerleri taşıyan öğretmenler öğrencileri, velileri, görev yaptıkları şehrin insanları tarafından unutulmayıp hatırlanırlar.
İşte öğretmenler mesleğini yaparken ortaya koyduğu tutum ve tavırlar gerek öğrencileri gerek velileri gerekse mesai arkadaşları tarafından çeşitli değerlendirmelerden geçer. Bu değerlendirmeler özü itibariyle öğrenci ve velilerin gözlemleriyle ortaya çıkar. Öğretmenin mesleğiyle ilgili tutkularını, tavır ve davranışlarını kaynak alırlar. Öğretmenler ile ilgili eğitimin paydaşlarının yaptığı değerlendirmelerin şekillenmesinde öğretmenin kişisel özellikleri de elbette öne çıkmaktadır.
Her birimiz öğrenci olduğumuz dönemde öğretmenlerimizle ilgili yaptığımız gözlemlerden sonra çeşitli nitelemelerde bulunmuşuzdur. Bu dün de vardı bugün de var ve belki gelecekte de olacaktır. Öğrencilerin gözünden öğretmenlere baktığımızda hangimiz şu nitelemelerden birini yapmadık ki? “Adaletliydi, iyi niyetliydi, çok sertti, sakin bir insandı, hızlı konuşurdu, ses tonu çok güzeldi, giyimine dikkat ederdi, derse kesinlikle hazır gelirdi, çok güzel ders anlatırdı, eğlenceli bir öğretmendi, ilgisizdi, notu çok boldu, çok zor soru sorardı, derse herkesi katardı, etkinlik yapmayı severdi, bizi çok severdi, bizim için çok emek verdi, kendini geliştirmek için çok uğraşırdı, onun dersinde kimsenin çıtı çıkmazdı, disiplin onun için olmazsa olmazdı, bizi çok iyi dinlerdi, bize çok yazdırırdı, başarılı olmamız için çok emek verirdi, kendini öğrencilerine ve okuluna adamıştı, öğrencileri için var olan bir öğretmendi, bizim fikirlerimize değer verirdi, her birimizi mutlaka konuştururdu, bizim söz hakkımıza çok önem verirdi, dersine tam zamanında gelir tam zamanında çıkardı, sınıfın düzen ve tertibini çok önemserdi, dersinde zaman nasıl geçerdi hiç anlamazdık, şakacıydı, çok bilgili bir öğretmendi, öğrenciler ondan çekinirdi, yeni fikirlere çok önem verirdi, dersini dört gözle beklerdik, okulun kapısından girince herkes onun etrafında toplanırdı, dersi olan günü iple çekerdik, çok sabırlıydı, özgürlükçüydü, bizi hiç sıkmazdı, anne gibi şefkatlıydı ve baba bir insandı…” gibi daha nicesini, belki onlarca özelliği sıralamışızdır.
Bu özelliklerin elbette tamamının bir öğretmende toplanması mümkün değildir. Her öğretmenimiz başka bir insan, farklı bir kişiliktir. Öğretmenlerimizin de her biri tıpkı öğrencileri gibi özel ve biriciktir.
Güzel duygu ve durumla hatırlanmak elbette cok önemli. Ancak bazen olumsuz bir hatıra ve duyguyla hatırlanmak talihsizliği de olabilmektedir. Unutulmayan bir öğretmen olmanın en acı yönü de elbette budur. Olumsuz hatıraların yaşanmadığı, akıllarda güzel hatıralarla kalmak her meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğinde de önemli bir temennidir.
Öğretmenlerin verdiği kararlarda adaletli olması, öğrencilerinin fikirlerine değer vermesi elbette onları unutulmaz ve öğrencileri gözünde ideal bir öğretmen olmalarını sağlar. Öğretmenlerin öğrencilerinin yapıp etmeleri karşısında hoşgörülü olmaları öğrencisi için aradan yıllar geçse de unutulabilir miydi? Elbette ki böyle bir öğretmen öğrencileri tarafından unutulamazdı.
Her öğretmeni unutulmaz yapan mutlaka bir güzelliği vardır. Bazı öğretmenler öğrencileri için gösterdikleri fedakârlık ve gayretleriyle bazı öğretmenler öğrencilerini koşulsuz sevdiği ve değer vermesiyle, bazı öğretmenler eğlenceli oluşuyla, bazı öğretmenler öğretmenlikleriyle, bazı öğretmenler disiplinli olmalarıyla, bazı öğretmenler hayata karşı ortaya koydukları farklı bakış açılarıyla… velhasılı her öğretmeni öğrencilerinin zihninde unutulmaz yapan mutlaka bir özelliği vardır. Öğrenciler öğretmenlerini ve öğretmenleri ile işledikleri dersleri, hatıraları, öğrencilik yıllarının kahramanlarını aradan yıllar geçse de unutmazlar, unutamazlar. Çünkü öğretmenler öğrencilerinin hayatlarına dokunan insanlardır.
“Öğretmen olarak karşısına çıktığınız öğrencinizin hayatına ihtiyaçları olan yönde dokunmak, yetenekleri doğrultusunda yön vermek sizin, siz öğretmenlerin elinde. Öğrencilerinizin hayatına yapacağınız dokunuş her birinin hayatının yönüne etki edecektir. Belki kaybolup gidecek, fark edilemeyecek bir yeteneği siz bulacak, fark edecek ve keşfedeceksiniz. Karşısına çıktığınız öğrencinizin belki en büyük şansı siz olacaksınız. Öğretmenlik mesleğinin en kıymetli özelliklerinden birine öğrencilerinizin hayatına bu farklı dokunuşunuzda sahip olacaksınız. O hayatına dokunduğunuz öğrenciniz için yaşamı boyunca unutulmaz öğretmen olacaksınız. Unutulmaz olunacak güzel işleri yaparak öğrencilerinizin hayatına o sihirli dokunuşunuzu gerçekleştirecek, ömrünüz boyunca bu dokunuşu yapmış olmaktan gurur duyacak, bu hissi yaşayan öğretmen belki siz olacaksınız. Öğretmen öğrencisinin karşısına çıkan en büyük şanstır. Çünkü öğretmen gelecek nesillerin hayatına yön veren, ufuk açan insandır.”
Öğretmenlerin de unutmaması gereken en önemli şeylerden biri öğrencileri tarafından unutulmaz oluşlarıdır. Aradan geçen yıllara rağmen tüm ayrıntısıyla her anının öğrencilerinin hafızasında olacakları asla gözden kaçırılmamalıdır.
Öğrencisinin hayatına dokunan öğretmen asla unutulmaz. Kimi öğretmen sınavda sorduğu bir soruyla, kimi öğretmen sınıfa ilk giriş tarzıyla, kimi öğretmen öğrencilerine yaptığı konuşmalarla, kimi öğretmen öğrencileri için çırpınışıyla, kimi öğretmen verdiği notlarla.. öğrencilerinin hafızasında yer etmeye devam eder.
Öğretmenlerin unuttuğu yüzlerce yaşanmış an, yüzlerce öğrencisinin hafızasında yıllar sonra bile yer tutmaya devam eder. O yılları hatırlatacak en küçük bir hatırlatıcı durum, arkadaş buluşmasında gün yüzüne çıkar ve saatlerce ardı arkası kesilmeden anlatılır, anlatılır. İşte öğretmenlik mesleğini özel ve kutsal yapan özelliklerden birisi belki de bu durumdur.
Hafızalarda yer alan öğretmenler bazen sert oluşlarıyla hatırlanır. Öğrencileri söz istemekten bile çekinir. Onun dersinde kimsenin sesi bile çıkmaz. Jest ve mimikleri donuktur, sert mizaçları ile öğrencileri ondan çok çekinir. Öğrencileri anlamadığı konuyu sormaya çekinirler. Hatta sınavdan beklemedikleri kadar düşük not alsalar da cesaret edip de yanlarına gidip “Öğretmenim çok düşük aldım. Bu kadar düşük not almayı beklemiyordum. Sınav kâğıdıma bakabilir miyiz?” diye asla soramazlar. Öğretmen eğer böyleyse demek oluyor ki onun öğrencileri sert mizaçlı, katı ve kuralcı disiplini uygulayan öğretmeninin tedrisatından geçti.
Öğretmenler de içinde bulundukları toplumla beraber yaşar, değişir, gelişir. Çocuk eğitiminde korku temelli anlayışın hâkim olduğu dönemlerde anne babalar da çok sert ve disiplinliydi. Çocukları babalarının yemek sofrasında oturamazdı. Geleneksel kültürün egemen olduğu, özellikle köy nüfusunun fazla olduğu, tarım toplumunun hâkim olduğu dönemde sert mizaçlı öğretmenlik; anne babalık toplumun genelinde de hâkim bir durumdu. Toplumsal yapının o dönemki temel dinamikleri gereği neredeyse tüm statü ve rolleri bu durumdan payına düşeni aldığı bir dönemdi. Her dönem kendi dinamikleri ile değerlendirilmelidir ve kıymetlidir.
Bazı öğretmenler için varsa yoksa öğrencileri vardır. Ders ve not onlar için ikinci planda kalır. Öğrencilerine zaman ayırmak, onların dertleriyle dertlenmek bu öğretmenler için en önemli iştir. Öğrencileri ile sohbet etmek, onlara moral ve motivasyon verici cümleler kurarak gönüllerini almak, okula ve derslere bu şekilde bağlanmalarını sağlamak bu tür öğretmenler için öne çıkan davranışlardandır.
Bazı öğretmenler de bunun tam tersi bir öğretmenlik davranışını benimsemişlerdir. Onlar için varsa yoksa işleri çok önemlidir. İşine büyük bir sadakatle bağlıdırlar. İşlerini iyi yaptıkları sürece öğrencileri için en iyi öğretmen olacaklarını düşünürler. Planlı ve düzenli oluşlarıyla, dersin tamamında öğretici olma rollerini yerine getirmeleriyle, ders anlatışlarıyla öne çıkarlar.
Ancak bu iki rolün bir arada olduğu öğretmenler de vardır. Bu öğretmenler bir yandan yaptığı işe, öğretici olma rollerine önem verirler; diğer yandan ise öğrencileriyle iyi iletişim kurarlar. Hem işlerinde hem de iletişimlerinde en ideal olanı yakalamak için özen gösterirler. Öğrencileri ile olan iletişimlerini güçlü hale getirmeleri öğrencilerinin ders başarılarını da olumlu etkileyeceği düşüncesini içselleştirmişlerdir. Ders ve iletişim yönlerini en başarılı şekilde harmanlayarak görevlerinde başarılı olma hazzını yaşarlar.
Bu öğretmenler, her dönem öne çıkan değerleriyle, oluşturduğu bakış açılarıyla, temel anlayışlarıyla toplumsal yapıyı, meslekleri, statü ve rollerini etkiler, şekillendirir. Bu anlamda günümüz öğretmenlerinin rollerini belirleyen ya da bazı tutum ve davranışlarını ön plana çıkaran değerler mevcuttur. Günümüzde öğretmenlik mesleğini şekillendiren değerler geçmişten farklı olduğu gibi geleceğin öğretmeni de bugünün öğretmeninden farklı değer ve davranışları ön plana çıkacaktır. Değişim ve gelişimin sürekliliği içerisinde bu, döngüsel olarak her dönemde güncellemelerle devam edecektir.
Her insanın hayatına dokunan, onu kıskanmadan geleceğe hazırlayan, mum gibi eriyerek onu aydınlatan öğretmenleri ve ilk öğretmenleri olan anne babaları vardır. Öğretmenler her bir öğrencisi için çok kıymetli ve unutulmaz olduğunu ifade etmiştik. İşte bu özellikleri gereği hem öğretmenlerin hem de anne babaların çocukları kınamadan, azarlamadan, incitmeden, yargılamadan, ceza ile değil olumlu pekiştireçlerle, dinleyerek, anlayarak sevgi temelinde çocuklara değer vermesi, yol göstermesi; dersi de okulu da sevdiren, her akşam eve giderken ertesi gün heyecanla okula gelmeyi hayal ettiren, her birinin yarının büyükleri olacağı düşüncesini bir an bile akıldan çıkarmayan, zorlaştıran değil, kolaylaştıran; nefret ettiren değil, sevdiren olması; koşulsuz değer vermesi, kendilerini gerçekleştirmesi için ufuklarını açması; dün de bugün de yarın da kıymetli ve olmazsa olmaz olmaya devam edecektir.
İşini, mesleğini, öğrencilerini, öğrenmeyi, öğretmeyi, sabrı, hoşgörüyü, meslektaşlarını, dersini, mutlu olmayı, mutlu etmeyi ve sevmeyi seven öğretmenler öğrencilerinin gönüllerine, hayatına dün dokunduğu gibi bugün de, yarın da dokunmaya devam edeceklerdir.
Unutma! Öğretmen olmak insan hayatına dokunmaktır. İnsan hayatına dokunan insanlar asla unutulmazlar.