Eğer size onlarca kitap yazmış bir yazarın sadece bir kitabını okuduktan sonra bile bazı düşüncelerimin kökten değiştiğini söyleseydim inanır mıydınız? İşte tam da bunu yapan bir yazar ve eseriyle Yegâne’nin bu sayısında karşınızdayım. Byung-Chul Han ve Güzeli Kurtarmak.
Hayatınıza bazen bir kitap girer ve sizi hiç beklemediğiniz bir anda dimağınızdan yakalar. Güzeli Kurtarmak tam da böyle bir eser. Aslına bakarsanız ilk bakışta sıradan bir felsefi düşünce kitabını andırıyor. Felsefe kavramlarından ve çeşitli filozoflardan alıntılar yapıyor yazar. İlk bakışta karmaşık görünen bir felsefi metin gibi dursa da aslında her satırı, insanın zihninde derin izler bırakacak kadar etkili. Ben de bu etkiyi derinlemesine hissedenlerdenim.
Byung-Chul Han’ın kaleme aldığı Güzeli Kurtarmak kitabı, günümüz toplumunda kapitalizm ve iletişim teknolojilerinin “güzellik” algısını nasıl dönüştürdüğünü, özellikle “pürüzsüzlük” kavramı üzerinden ele alıyor. Sizi yavaş yavaş ele geçiren bir eser değil. İlk sayfalarında Han'ın Jeff Koons'un eserlerini örnek göstererek pürüzsüzlüğün olumsuzlukları nasıl yok saydığını ve tüketim kültürünü beslediğini savunmasına şahit oluyorsunuz. Siz yavaş bir giriş beklerken bir bilgi yığınına maruz kalıyorsunuz. Akıllı telefon, pürüzsüzlük, ekran ve cilalanmış heykel, benim gibi “Hiç bu şekilde ilişkilendirmemiştim” diyebiliyorsunuz.
“…Jeff Koons'un heykelleri ayna gibi pürüzsüzdür, dolayısıyla izleyiciye kendisini yansıtabilir… Akıllı telefondaki gibi, çok parlak olacak şekilde cilalanmış heykellerin önünde kişi ötekiyle karşılaşamaz, sadece kendisiyle karşılaşabilir. Sanatının mottosu şöyledir: "Öz her zaman aynıdır: kendine ve kendi hikayene güvenmeyi öğren. Eserlerimin izleyicisine aktarmak istediğim şey budur. İzleyici kendi yaşam sevgisini hissetmeli…”
Han, güzelliğin yeniden inşasının çığırtkanlığını yaparken eserinin bazı tekrarlardan ve yüzeysellikten şikâyetçi olduğunu da kendisi söylüyor. Güzelliğin, modern dünyada giderek anlamını yitirdiğini açıkça savunuyor. Ona göre, klasik dönemden bu yana güzellik, insanın ruhunda bir derinlik ve yankı uyandırıyordu. Ancak günümüzde güzellik, yalnızca görsel bir tüketim nesnesine indirgenmiş durumda. Sosyal medyanın ve dijital kültürün etkisiyle her şey, hızla tüketilen ve çabuk unutulan birer “görünüm” haline geldi. Han, bu durumu eleştirerek, gerçek güzelliğin yüzeyde değil, derinlikte olduğunu vurguluyor. Bence bunu şu satırlarda son derece güzel ifade etmiş;
“…Günümüzde eğlence endüstrisi çirkin, iğrenç olanı istismar etmektedir. Tüketilebilir hale getirmektedir. İğrenme aslında bir istisna halidir, asimile olamayan ötekiliğe karşı kendi kendini ortaya koymanın ağır bir krizidir, lafzen olmak veya olmamaya dair bir kasılma ve mücadeledir. İğrenç olan en tüketilemez olandır…”
Chul Han, insanın güzelliğe bakış açısını sorgulularken şeffaflık toplumu kitabındaki kavramlara da yer veriyor. Özellikle dijital çağın her şeyi görünür kılma takıntısının, güzelliği yücelten sır ve gizem duygusunu ortadan kaldırdığını şiddetle savunuyor. Gerçek güzellik, her zaman biraz gizem ve derinlik barındırır; ancak günümüzde her şeyin açıklığa kavuşturulması, bu estetik derinliği yok ediyor. Han’a göre, güzellik, gizemin yok olduğu yerde anlamsızlaşıyor.
“…Gizemin bozulması her şeyieğlenilebilir ve tüketilebilir kılar. Dokunma hissi öteki nin negatifliğine zarar verir. Dokunduğu şeyi sekülerleştirir. Görme hissinin aksine, dokunma şaşırtmaya muktedir değildir. İşte bu yüzden pürüzsüz dokunmatik ekran gizemin bozulmasının ve tüm tüketimin mekanıdır. Neyi beğendiysen onu ortaya çıkarır…”
Birkaç örnekten sonra anlaşılacağı üzere Byung-Chul Han, kitabında felsefi referanslardan da yararlanarak güzellik anlayışının tarihsel dönüşümünü inceliyor. Bunu yaparken özellikle Kant ve Heidegger gibi filozofların estetik anlayışlarına değinerek, çağdaş dünyada bu anlayışın nasıl değiştiğini ortaya koyuyor. Burada belirtmem gerekir ki, Chul Han konuşulduğunda Kant kaçınılmaz bir karakteri oluşturmaktadır. Bu kitabında da Kant etkisini açıkça görmekteyiz. Kant’ın “güzelin özgürlüğü” anlayışıyla başlayan estetik kavrayışının, bugün yerini tüketim odaklı bir “hoşluk” arayışına bıraktığını iddia ediyor. Güzellik artık bireyin ruhunu özgürleştiren bir deneyim değil; hızla tüketilen, geçici bir memnuniyet nesnesi. Kant'ın güzel estetiğinin tüketim estetiği olmadığı, estetik bir uzaklığa sevk ettiği belirtiliyor. Günümüzdeki estetik rejiminin ise uyarıcı ürettiği, nesneye yönelik derin düşünceye izin vermediği vurgulanıyor. Güzellik endüstrisinin, güzelliği cinselleştirerek ve tüketime tabi kılarak fayda sağladığı iddia ediliyor. Tüketim ve seksiliğin birbirini koşullandırdığı, tüketim kültürünün güzelliği uyarılmaya ve eğlenceye tabi kıldığı belirtiliyor.
Kitaptaki metinler, güzellik kavramının günümüzdeki dönüşümünü ve yozlaşmasını ele alarak, onu yeniden tanımlama ve kurtarma çabasına odaklanılıyor. Pürüzsüzlüğün estetiği, dijitalleşme, tüketim kültürü, seksilik, felaket, örtme, hakikat, zaman, anlatı ve ötekilik gibi kavramlar üzerinden güzellik anlayışımızı sorgulamamızı teşvik ediyor. Güzelliğin ancak ötekine yönelerek, tüketimden uzaklaşarak ve dolaysız haz yerine derin düşünce ve deneyime önem vererek kurtarılabileceği mesajını veriyor.
Evet, kabul etmek gerekir ki, okurken sizleri terimsel olarak felsefi kavram taramalarına itecek, yer yer kelimelerin ne anlama geldiklerini araştırmanıza sebep olacak bir kitap. Lakin kavramları bilmeseniz de, araştırmaya zamanınız olmasa da kitapta, günümüz dünyasının estetik anlayışına derin bir eleştiri getirildiğini ve gerekçelerini açıkça görebileceksiniz. Pürüzsüzlüğün, pozitifliğin ve şeffaflığın dayatıldığı bir dünyada, hakiki güzelliğin kırılganlıkta, negatiflikte, yara alabilirlikte ve geçmişin derinliklerinde saklı olduğunu dair güzel paragraflar okuyacaksınız. Güzelliğin, sadece bir duyusal haz değil, aynı zamanda etik bir edim, bir özgürleşme alanı ve bir hakikat arayışı olduğunu görebileceksiniz.
Bu eser, güzellik kavramını yeniden düşünmeye ve onu tüketim ve teknoloji odaklı bakış açımızdan kurtarmaya davet ediyor. Bu davete icabet etmeye bende sizleri davet ediyorum. Güzeli Kurtarmak kitabını okuduktan sonra bazı düşüncelerinizin kökten değiştiğini sizler de göreceksiniz.