Yeşil maviye
Tepeden bakardı
Mavi yeşile hasret
Bazen küser kararırdı mavi
Çekilirdi enginine
Bazen kabarır
Döverdi sahildeki kayalıkları
Ulaşmak için sevdiğine
Tutmadı yeşil
Mavinin elini
Bir kere bile
Bakmadı hiç yüzüne
Bilmezdi ki aşkı sevdayı
Yaşardı yükseklerde
Kendi kendine
Ağladıkça mavi
Açardı çiçekleri, yaprakları
Beslerdi yeşili
Mavinin gözyaşları
Mavi
Duyuramadı sesini
Anlatamadı bir türlü
Yeşile sevgisini
Her gün
Biraz daha eridi
Kaybetti umutlarını
Kavuşmayı hep
yarınlara erteledi
Yeşilin başı göklerde
Nazik ve güler yüzlü
Tek arkadaşı
Gökyüzü perisiydi
Yalnız
Onunla konuşur
Onunla dertleşirdi
Mavi hırçındı
Kıskançtı
Öfkeliydi
Sevgiye açtı
Sinirlendikçe
Kükreyip coşar
Yeri göğü inletirdi
Yeşilde bir gurur
Bir kibir
Onu anlamaz
Hiç umursamaz
Kaba sabahın derdi
Bir gün
Yeşil
baktı ki
Hava günlük güneşlik
İndi sahile
Değdirdi eteklerini denize
Nazik nazik
Bunu gören mavi
Son bir ümitle
Dikildi karşısına
Kaldırdı kollarını
O sonsuz heybetiyle
Yeşilin eteklerinde
Saatlerce dans etti
Şarkılar söyledi
Şiirler okudu
Yeşil şaştı kaldı
İnanamadı
Eğildi
Mavinin yanağına
Bir buse kondurdu
Mavi birden durgunlaştı
Gözleri ıslandı
Yıllardır beklediği
İşte bu andı
Yeşil elini uzattı
Dokundu mavinin gözyaşlarına
Mavi bıraktı
Birkaç damlasını
Yeşilin avuçlarına
Yeşil hayran kaldı
Bu güce güzelliğe
Açıp kollarını
Sarıldı maviye
Öpüp kokladı onu
Mavi
Sabrının mükafatını aldı
Hüzünleri acıları
Kaldırıp uzaklara fırlattı
İşte bunun adı
Sonsuz vuslattı
Yeşille mavinin elleri
Karadeniz kıyısında
Rize’de birleşti
Bu aşk dilden dile yayıldı
Efsaneleşti.