Son yıllarda ebeveynlerin en fazla tedirgin olduğu konulardan birisi de çocuklarının teknolojik aletlere ve bu aletlerle vakit geçirilen platformlara olan aşırı ilgisi. Bu durum obezite, göz ve omurilik bozulmaları başta olmak üzere birçok sağlık problemine kapı aralıyor. Saatlerce ekrana bakan çocuklar derslerinde de başarılı olamıyor. Ayrıca sosyalleşme sorunları, maddi kayıplar, kötü alışkanlıklar edinme gibi birçok sorun da yaşanıyor. Peki, bizler çocuklarımızı bu durumdan kurtarmak için neler yapabiliriz? Maddeler halinde bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Yalnız bu önerilerin de zamana yayılarak ve programlı bir şekilde uygulanması önem arz etmektedir. Aksi takdirde bir sorunu çözerken başka sorunlara kapı aralanabilir. Önerilerim şu şekildedir:
Oyunlar
Oyunların çocuk gelişimindeki faydaları uzmanlar tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Sosyalleşme becerilerinden tutun da akran aracılığıyla öğrenmeye kadar oldukça etkili bir yere sahiptir oyunlar. Fiziksel oyunlarda imkanı olanlar evinin bahçesinden, mahalle parkından, apartman parkından yararlanabilir. Yine gençlik merkezlerinde veya özel merkezlerde birçok alanda bu konuda destek veriliyor. Çocuğumuzun ilgisi ve yeteneğine göre bir spor dalına yönlendirmek oldukça faydalı olacaktır. Çocuk hem burada sosyalleşecek hem de vücudu için gerekli olan egzersizleri yapacaktır. Ayrıca burada elde edeceği başarılar da onu muhakkak motive edecek, belki de duruma göre daha büyük başarılara kapı aralayacaktır. Yine fiziki oyunların yanında evde ailecek oynanabilecek zekâ oyunları ve kutu oyunları da bu noktada ebeveynler için hem eğlenceli hem de ailece beraber vakit geçirmek adına oldukça yararlı olacaktır. Bunun yanında çocuğun tek başına severek yapacağı yapbozlar, boyama kitapları, bulmaca dergileri gibi aktiviteler de sayılabilir. Oyunlar konusunda şu uyarıyı yapmadan geçmeyelim: Oyuna dalıp da diğer işlerimize ayıracağımız zamanı zayi etmemek gerekir. Yine namaz saatlerine ve ibadet vakitlerine dikkat etmek gerekir. Ayrıca oyun esnasında çocuklarımıza yenilmenin de oyunun bir parçası olduğunu ve asla kaba sözler sarf etmemesi gerektiğini de sık sık hatırlatalım.
Geziler
Yaşadığımız şehri tanımak, doğal ve tarihi güzelliklerini keşfetmek çocuklarımızın hem doğayı keşfetmesine hem de arkadaşlarına ve bizlere anlatacağı güzel anılar biriktirmesine katkı sağlayacaktır. Bu amaçla araştırmalar yapmak, gezilen yerlerde fotoğraflar çekip arşivler oluşturmak, gezi yazıları yazmak yine çocuklarımızı ekran bağımlılığından kurtarmak adına oldukça faydalı olacaktır. Özellikle yaz tatillerinde maddi durum nispetinde iller arası yolculuk yapmak da ülkemizin zenginliklerini görmek bakımından fayda sağlayacaktır. İşi daha eğlenceli hale getirmek için haritalardan yararlanılabilir, gezilen yerler işaretlenerek çocuklarımız heveslendirilebilir. Ayrıca gezilen yerlerden alınan objelerle de koleksiyonlar oluşturulup odalarımıza estetik bir görüntü kazandırabiliriz.
Ziyaretler
Dinimizde ve kültürümüzde büyüklerimizi, akrabalarımızı, komşularımızı, arkadaşlarımızı ziyaret etmek son derece önemli görülmüştür. Sıla-i rahmi kesmemek gerektiği vurgulanmıştır. Bunun için çocuklarımızı alıp aile büyüklerini sık sık ziyaret ederek onlarla bağ kurmalarına vesile olmalıyız. Şehirlerde ne yazık ki birbirinden uzaklaşan akraba ilişkileri bir nebze olsun bu sayede toparlanabilir. Uzaklarda olan akrabalarımızla da görüntülü konuşmalarla bağımızı sürdürebiliriz. Yine aynı apartmanda yaşayıp birbirini tanımayan insanların olduğu günümüzde bu noktada komşu ziyaretleri oldukça önemlidir. Bir tas çorba ile çocuğumuzu komşuya gönderip bu hisleri yaşamasını sağlayabiliriz. Kabir ziyaretleri ile çocuğumuzda farklı duyguların ve bilinçlenmelerin gerçekleşmesine katkıda bulunabiliriz. Hasta ziyaretleri ile ise çocuğumuza hem sağlığının kıymetini bilmesini benimsetebilir hem de ziyaret ettiğimiz kişinin mutlu olmasına katkı sunabiliriz.
İbadetler
Çocuklarımıza küçük yaşlarda Allah’a ibadet etme bilincini geliştirebilirsek onların hem dünya hayatına hem de ahiret hayatına dokunmuş oluruz. Atalarımızın dediği gibi “Ağaç yaşken eğilir.” Küçük yaşlarda kazandırılmayan bu bilincin ileride aşılanması oldukça zor hale gelmektedir. Bunun için küçük adımlarla işe başlayabiliriz. Mesela onlara küçük, şirin bir seccade ve renkli bir elifba alarak işe başlayabiliriz. Zihinleri taze olduğu için Kur’an harflerini rahatlıkla öğreneceklerdir. Kur’an’ı öğrendikten sonra da akşam çay saatlerimizde ailece Kur’an okuyup okuduğumuz ayetlerin meali üzerinde sohbet gerçekleştirebiliriz. Bu sayede çocuklarımız küçük yaşlarda Kur’an ahlakı ile tanışacaktır.
Yine onları uygun vakitlerde yanımıza camiye götürüp o manevi iklimi solumalarına yardım edebiliriz. Ümmet olma bilincini, birlik ve beraberlik duygularını cemaatle kılınan namazlardan öğrenebilirler. Camiye gitme fırsatı bulamadığımız zamanlarda da evde ailece cemaatle namaz kılarak birlik ve beraberlik duygusunu taze tutabiliriz. Ramazan aylarında iftarları, sahurları neşe ile coşku ile geçirerek dinimizin güzelliklerini onlara tanıtabiliriz. “Veren elin alan elden üstün olduğunu” görmeleri bakımından yaptığımız sadakaları, verdiğimiz zekâtları onlara da açıklayarak küçük yaşta dinimizin yardımlaşmaya verdiği önemi benimsemelerini sağlayabiliriz.
Kitap ve dergiler
Çocuklarımıza küçük yaşlarda kazandırmamız gereken bir diğer önemli alışkanlık da kitap okuma alışkanlığı olmalıdır. Kitap okumanın hayattaki can sıkıcı saatleri güzelleriyle değişmek olduğunu bilen çocuklarımızın hem hayal dünyaları hem de ufukları zenginleşecektir. Bunun yanında kelime dağarcıkları gelişerek kendilerini daha iyi ifade edeceklerdir. Bu alışkanlığı kazanmak için her ay onları alıp kitapçıya götürerek beraber kitap satın alabiliriz. Beğendiği kitabı kendisinin seçmesi onu motive edecektir. Maddi imkanlarımız nispetinde kitap alışverişlerini arttırabilir bunun yanında kütüphanelerden de yararlanabiliriz. Çocuğumuzu okul kütüphanesine, il halk kütüphanesine yönlendirebiliriz. Bir süre sonra kitapları biriktikçe evimizde ona bir yer göstererek kendi kütüphanesini kurmasını sağlayabiliriz. Bir de kitapların ön sayfalarına basacağı bir kaşe yaptırırsak çocuğun kitapları ile kurduğu bağın arttığını göreceksiniz. Okuduğu kitapları bir deftere not alırsanız hem okuduğu kitapların isimlerini unutmayacak hem de deftere baktıkça motive olacaktır. Bizler de anne baba olarak kitap okumalı, sadece sözle değil davranışla da örnek olmalıyız. Bunun için akşamları kısa da olsa okuma saatleri muhakkak yapılmalıdır. Bu bilinç oturduktan sonra aile arasında kitap hediyeleşmeleri de yapılabilir.
Anne babaya yardım
Çocuklarımız küçük yaşlarda sorumluluk almaya alışmalıdır. Ev işlerinde anne babalarına yardım etmelidir. Ayrıca bu işleri öğrenmeleri onların ileriki hayatında da oldukça işlerine yarayacaktır. Yemek yapmak, masa kurmak, evi toplamak gibi konularda onlara sorumluluk verilmelidir. Yine kardeşlerine göz kulak olarak hem anne babanın yükünü azaltmalı hem de kardeşlerine örnek olmalıdırlar. Yaşı biraz daha büyüyünce evin alışverişine muhakkak çocuklar da katılmalıdır. İsraf etmemeyi, iktisatlı olmayı küçük yaşlarda öğrenmelidirler. Bu sayede çocuk bu işleri yaparken hem aileye faydalı olduğu için kendini mutlu hissedecek hem de sorumluluklarını öğrenecektir.
Hobiler
Çocuklarımız zaman zaman okulun temposundan yorulmaktadır. Bu zamanlarda onlarla uygun aktiviteler yapmak hem bizlere hem de onlara oldukça iyi gelecek, çocuklarımızın ve bizim ekranlardan uzaklaşmamıza yardımcı olacaktır.
Ailece yeni çıkmış güzel bir film izlemeye sinemaya gitmek, tiyatroya gitmek, ilgi alanımıza göre bir maça gitmek bizi dinlendirecek, stres atmamıza yardımcı olacaktır. Bunların yanında doğa yürüyüşüne çıkmak, bol bol fotoğraf çekmek, öncesinde kursa gidip öğrenerek bir müzik enstrümanı çalmak da çocukların ilgisini çekecek faydalı hobilere örnek verilebilir.
Yazımı bitirirken başta yaptığım uyarıyı tekrar hatırlatmak istiyorum. Burada tavsiye edilenler günlük, haftalık, aylık zaman dilimlerine yayılarak yapılmalıdır. Bunun için de muhakkak iyi bir planlama gerekmektedir.