Yeşilin maviye karıştığı
Her türden bitkinin yarıştığı
Toprakla yetinmeyip, kayalara taşıdığı
Bir cennettir Rize
Yamaçlardan akan derelere
Kemenceyle nakarat yapan
Çay toplayan gençlerine
Atışmayla eşlik eden
Yaşlı bir sevdalıdan
Mızıkayla cevap alan
Duyguların beşiğidir Rize
Bugün hava açık , hava güneşli
Toplamak lazım çayları
Kalırsa yarına, yanacak belki
Dağların denizi gölgelediği
Kaçkarların heybeti
Gün batımında ise
Sahile düşer silüeti
Çık fırtınadan yukarı
Bulut denizinde bul kendini
Şenyuva, Çinçiva sonra Zilkale
Verçelik Yaylası’na çıkarır seni
Çıkarsan Dağbaşı’na
Yaşarsın Rize’yi
Arkanda yemyeşil vadi
Önde çılgın Karadeniz
Sessizce incitmekte sahili
Durdur kum saatini, zamanı sakla
Rize’yi koklamak için biraz durakla
Önce bir muhlama ye ustasından
Boyunu aşsın peynir telleri
Üstüne bir bardak demli Rize çayı
Mevsimindeyse şayet
İhmal etme pepeçurayı
Sahile in yürüyerek
Makadam döşeli patikadan
Yol arkadaşların olacak çiçekler
Kasımpatı ve güller
Duvarlardan sarkan
Farkına varmazsın değişir hava
İnceden inen yağmur ıslatır seni
Bir ağaç altıdır sığınma yeri
Her anı başkadır cennet gibidir
Gündüzü başka gecesi başka
İzlersen doyumsuz gün batımını
Acıkmışsındır elbet
O zaman çekinme sakın
Dal en yakınındaki balıkçı barınağına
Gah bir müziktir kulağa gelen
Gah yorgunluk atan kahkaha
Hangisini seçersen
Gir içeri çekinmeden
Ya hamsi tava vardır, ya da ekşili
Sayfalar yetmez Rize’yi anlatmaya
Çamlar arasında nefes almaya
Yol al İkizdere’den Ovit Yayla’ya
Artık belki yoktur derenin sesi
Anzer’de bir kaşık balı tadarsan
Sağlıkla girersin yeni yaşlara


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı