GEÇMIŞTEN ELLI MEKTUP


GEÇMIŞTEN ELLI MEKTUP

Yakında taşınacak olduğum evin önüne geldim ve eve göz gezdirmeye başladım. Ev tahtadan ve eskiydi. Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Evin içi de dışı gibi eski ve tahtaları kırık döküktü. Bu evi yenileyip burada yaşamak istiyorum çünkü burası çok güzel bir mahalle. Evin alt katını dolaştım. Etrafta hiçbir şey yoktu ve her yer tozluydu. Evin zeminine her bastığımda tahtalar gıcırdıyordu. Üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldim, merdivenlerin kırılmasından korktuğum için hızlıca çıktım. Üst kattaki odaları dolaştım, küçük ve tozlulardı. Girmediğim son bir oda kaldı. Odanın kapısını açtım. Oda evdeki en büyük odaydı. İçinde bir çalışma masası, dolap ve yatak vardı. Çalışma masası camın önünde duruyor ama sadece karşıdaki evi görebiliyordu. Yatağın yanına gidip oturdum. Bir şeyin düştüğünü duydum ve etrafıma baktım ama hiçbir şey göremedim. Yatağın altına baktım ve küçük bir sandık gördüm. Sandığı aldım ve açmaya çalıştım  
ama kilitliydi. Anahtarı yatağın altında aramaya başladım, yatağın altına sıkıştırılmış anahtarı fark edip aldım. Sandığı açtım. Sandığın içinde bir sürü iplerle birbirine bağlı zarflar vardı. Zarflar çok eskiydi ve sararmıştı. İpleri koparıp ilk baştaki zarfı aldım ve okumaya başladım.

1.    MEKTUP
Bugün yeni evime taşındım. Ev oldukça güzel bir ev ama kesinlikle bu mahalleye uygun değil. Mahalle sakinleri benim gibi okumuş ve zengin bir ailenin çocuğunun buraya taşındığına şaşırmış ama benim bu eve taşınmak için bir nedenim var. Evin güzelliği taşınmam için bir neden olsa da asıl nedeni karşımdaki evin küçük kızı. Muhtemelen oda benim gibi yirmili yaşlarında. Gözleri mavi, saçları sarı, masum ve sevimli bir yüze sahip. Ona ilk görüşte âşık oldum. Ailesi mahalleli arasında kötü bir nam saldığı için bazı komşuların bana o aileden ve kızdan uzak durmamı söyledi. Ama bu benim umurumda değil. Ben onu seviyorum, ne olursa olsun onunla tanışacağım ve onunda beni sevmesi için uğraşacağım. Ailesinden bahsedecek olursam çok kavgacı ve huzursuzluk çıkaran insanlarmış. Üç kız çocuğu olan bir aileymiş. Komşuların bana o ailedeki tek sakin kişinin evin küçük kızı olduğunu söyledi. Ailesine ne olduğunu, ne olacağını umursamıyorum. Sadece onu kurtarmak ve mutlu etmek istiyorum. Çünkü mutsuz ve huzursuz gözüküyor. Umarım şuanda iyidir.

2.    MEKTUP
Bugün dışarıdan eve döndüğümde evimin önündeki kalabalığı gördüm. Bağrışma sesleri geliyordu. Bir kavga olduğunu ve kavga edenin onun ailesinden biri olduğunu düşündüm ve kalabalığın içine daldım. Yanılmamıştım. Ayrıca bu onların kavga ettiğini ilk görüşümdü. Buradaki ikinci günümde onların kavga ettiğini görmeyi beklemiyordum. Baba bir adamla kavga ederken anne adama hakaret ediyor ve kavgayı ayırmaya çalışıyordu. Evin büyük ve ortanca kızları ise onları izleyen insanlara bağırıyordu. Küçük kızlarının nerede olduğunu merak ettim ve etrafa baktım ama onu göremedim. Sonra onların evinin aralanan kapısını fark ettim. Kapıyı aralayan kişinin evin küçük kızı olduğunu anladım. Yüzünde hiçbir ifade yoktu, sadece izliyordu. Buna alışmış olmalı. Mahalleli bir şekilde kavgayı ayırdı ve herkes evine dağıldı ailenin küçük kızı ailesini içeriye geçirirken ona baktığımı fark etmiş olacak ki kapıyı kapatana kadar bana baktı. Onun bu durumu karşısında duygusuz olması yüzünden mi bilmiyorum ama kendimi dehşete tanık olmuş gibi hissettim.

Bunun gibi pek çok mektup vardı. Bu yüzden dikkatimi çekenleri okumaya başladım.


29. MEKTUP
Bugün uzun zamandır konuştuğumuz için kendimi hazır hissettim ve ona buluşmayı teklif ettim. Kabul etmek istiyordu ama ailesinin kızacağından korkuyordu. Onu ikna etmeye çalıştım ve en sonunda kabul etti. Benden onu deniz kenarına götürmemi rica etti, ben de kabul ettim. Sonraki gün beraber deniz kenarına gittik. Denize bakarken yüzünde yorgun ama huzurlu bir gülümseme vardı. Onu sonunda gülümserken görebildiğim için çok mutlu oldum.
 
Onun mutluluğu ve huzuru için her şeyi yaparım. Bir kayaya oturdu ve hiçbir şey demeden sadece denizi izlemeye başladı. Yanına oturup denizi izlemeye çalıştım ama onun gözleri denizden daha mavi ve daha güzeldi. Onu baktığımı fark edince bana baktı ve gülümsedi. Bugünü asla unutmayacağım.


37. MEKTUP
Sabah karşımdaki evin babasının sesiyle uyandım. Daha dikkatli dinlediğimde “Kızım evde yok!” dediğini duydum. Hızlıca üstümü giyinip evden dışarı çıktım. Ailenin bütün kız kardeşlerini görmeye çalıştım. Ama o yoktu. Bir anda ruhumu büyük bir korku kapladı çünkü onun başına bir şey gelmesine dayanamam. Bir hafta sonra haber geldi ondan. Denize teslim etmiş ruhunu. Dalgalar haber vermiş gidişini. Ailesi yas tutuyordu ve ağlıyordu. Bense sevdiğim kızın gidişine inanamıyordum. Hepsi benim suçum. Onu deniz kenarına ben götürdüm. O gülümseme bunun için miydi? Bana olan gülümsemesi bir teşekkür müydü? Neden?

Çok geç kaldım, onu kurtaramadım. Bunu yazarken bile ağlıyorum ve artık daha fazlasına dayanamıyorum. Bu mektubu burada bitireceğim.

Son zarfı elime aldım ve okumaya başladım.
 
50. MEKTUP
Artık kararımı verdim. Her gün pişmanlık ve suçluluk hissi ile geçen günlere katlanamıyorum. Özelliklede onu özlemek canımı çok acıtıyor. Onun evine her baktığımda onu görüyorum ama yüzüne bile bakamıyorum. Çünkü utanç duyuyorum. Keşke seni kurtarabilseydim. Gittiğin yerde bekle beni de.

Mektupları sandığın içine koyup kapağını kapattım ve çalışma masasının yanına gittim. Şimdi bu çalışma masasının neden burada olduğunu daha iyi anlıyorum. Buradan evi rahatça görebiliyorum. Belki de hala orada yaşayan insanlar vardır. Bunu öğrenmem gerekiyor.

Hızlıca aşağıya indim ve dışarı çıktım. Evin kapısının önüne geldim, evin perdeleri vardı. Muhtemelen hala birileri yaşıyordu. Birinin bana seslendiğini duydum ve arkamı döndüm. Bana seslenen bir kadındı, sanırım bu evde yaşıyor. Ona cevap vermek istedim ama utancımdan bir şey diyemedim. Kadın benden cevap beklerken ben sadece onun mavi gözlerine bakabildim.


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı