YAŞAMIN İZLERİ


YAŞAMIN İZLERİ

Hayat; zamanın içinde kaybolan, ancak öğretilerle dolu bir labirent gibidir. Yürüdüğümüz yollar, geçmişin izlerini taşır ancak bu izler bizi gelecekteki kararlarımızdan alıkoyamaz. Her adım, bir öğrenme deneyimine dönüşür ancak bu öğrenmelerin sınırsız bir kılavuz olup olmadığı belirsizdir.

Yaşanmışlıklarımız, bir bakıma bizi gelecekte karşılaşabileceğimiz hatalardan koruyan birer kalkandır. Fakat bu kalkanın sınırsız bir güce sahip olup olmadığı, yaşadığımız olayların ve edindiklerimizin bir sınırı olup olmadığı sorusu kafamızı kurcalayan bir muamma olarak kalır. Belki de öğrenme süreci, sonsuz bir okyanusta küçük bir damla olmanın ötesine geçemez ancak bu damlalar, kendi içinde bir dünya taşıyabilir.

Her seçim, bir an için doğru gibi görünebilir fakat zamanla değişen koşullar, o seçimin geçerliliğini yitirmesine neden olabilir. Belki de doğrunun sabit bir nokta olmadığını, zamanın akışıyla birlikte şekil değiştirdiğini anlamak; insanın içsel bir bilgelikle yüzleşmesini gerektirir. Seçimlerimizin gerçek değeri, yaşarken edindiğimiz öğrenmelerin zaman içindeki evrimleriyle ortaya çıkar.

Öğrenmek; bir nehir gibi akar, önündeki engelleri aşar, yeni topraklara ulaşır. Ancak nehir, bir gün denize ulaştığında kendi öğrettikleriyle birleşerek bir bütün oluşturur. Ben de hayatın bu nehir gibi akışında öğrenmelerin ve yaşanmışlıkların beni nereye taşıdığını keşfetmeye çalışıyorum.

Belki de hayat; sınırları aşmanın, bilinmeyenle yüzleşmenin bir çağrısıdır. Geçmişin izleri, yolumuza rehberlik eder lakin bu izlerle sınırlı kalmamalıyız. Yaptığımız seçimler birer harita gibidir ama haritayı takip etmek kendi içsel pusulamızı kullanmaktan daha değerli olabilir. Her an yeni bir öğrenme ve keşif fırsatını içinde barındırır. Hayat, öğrenmek ve evrim geçirmek için sonsuz bir sahnedir. Sınırlar da sadece bizim inandığımız kadar gerçektir.
 


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı