Sessizliğin ördüğü derin gölgelerde,
Yalnızlık, sessiz bir acı ortada.
Yalnız bir kalp, anlatılmamış bir ruh.
Ayın yumuşak, gümüş rengi parıltısının altında,
Yalnız bir gezgin,
Adımları yankısı gecenin.
Rüzgârın fısıltıları,
yalnız bir şarkı,
Bir yalnızlık senfonisi, uzun süre çalınan.
Boş sokaklar ve boş bakışlar arasında,
İnsan taşır kendini, yalnızlığını.
Gölgelerle bir dans, gözyaşlarının valsi,
Yalnızlığın sessizliğinde kalp ulur.
Yüzler denizindeki izolasyon adacıkları,
Kalabalık ortamlarda yalnızlık,
Mavinin tonlarıyla boyanmış bir tuval,
Yalnızlık sanatı, hem eski hem de yeni.
Yankılar içi boş odalarda geri dönüyor,
Yalnızlık, sessiz, görünmeyen bir yutkunuş.
Gecenin sessizliği, kasvetli bir dost.
Yine de kalbin sessiz tefekküründe,
Yalnızlık, kendini keşfetme hissini doğurur.
İçeriye doğru bir yolculuk, ayak basılmamış bir yol,
Yalnızlıkta bulur gizli bir tanrı, insan.
Ah, yalnız kalp, teselli bul,
Çünkü yalnızlıkta insan yaklaşır ruha.
Bir dönüşüm, acı içinde bir yeniden doğuş,
Yalnızlık, geçici, geçici bir bela.