Bugün benim ve kuzenim Ayça için heyecanlı bir gün. Okulun son günü. Ama biz okulun son günü diye değil yaz tatilinde gideceğimiz kamp için mutluyuz. Ayder Yaylası’nda çadır kuracağız. Müdüre Hanım konuşmasında: “Bir çadırda en az iki kişi kalacak. Yemek ihtiyaçlarını biz halledeceğiz” diye bilgi vermişti.
Biz kuzenimle kendi çadırımızı aldık. Çadır çok büyüktü rahatça sığıyorduk. Annem yanımıza şişme yatak, yorgan ve pike vermişti. Uyku kısmı tamamdı ama diğer ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacaktık? Kendimize ait olan sorumluluklarımızı hallettik, diğerleri için çok heyecanlıydık.
Sabah erkenden yola çıkacaktık. Eşyaları bagaja yerleştirdik, otobüse bindik. Müzik, muhabbet, oyun derken yolculuğun nasıl geçtiğini anlamadık. Ayder Yaylası’na gelmiştik. O kadar güzeldi ki! Doğası, havası bir harikaydı. Burada sadece iki gün kalacaktık. Bu iki günü iyi değerlendirmeliydik. Güzel bir kahvaltıyla başladık güne. Akşam ateşin başında oturacaktık. Arkadaşlarımızın getirdiği dal parçacıklarını yaktık. Ateşin başında müzik öğretmenimiz türkü söyledi, biz de dinledik. Arkadaşlarımızla koyu bir muhabbete dalmışken öğretmenimiz “haydi herkes çadırına” dedi. Kuzenimle çadıra girince çok karanlık olduğunu fark ettik. Hemen feneri çıkarıp çadırın tavanına taktık. Her yer aydınlandı biz de bir oh çektik. Üzerimize pijamalarımızı giyip yattık.
Yaylanın havası iyi gelmiş olacak ki gece deliksiz uyuduk. Bir önceki günün yorgunluğunu üzerimizden atarak yeni bir güne başladık. Bir gün çok hızlı bitmişti. Neyse ki yola akşama doğru çıkacaktık. Kahvaltı yaptıktan hemen sonra orman yürüyüşü yapmaya gittik. Rehberimiz nazikti, bize her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattı. Orman yürüyüşü bitince herkes boğucu havadan dolayı ter dökmeye başladı. Tam o sırada içimizi serinleten bir haber geldi. Dondurma ve soğuk içecekler. Bu haberi duyunca keyfimiz yerine geldi. Çimenlere oturduk dondurmalarımızı yedik, içeceklerimizi içtik. Öğretmenimiz:
“Herkes eşyalarını toplasın, birazdan yola çıkacağız.” Dedi. Güle oynaya eşyalarımızı topladık. Otobüse bindik. Yol boyu gezimizi, çadırda geçirdiğimiz geceyi düşündüm. Öğretmenim ne güzel bir program yapmıştı. Her zamanki gibi bizim mutlu olmamız için çalışmıştı. Ben bunları düşünürken birden otobüs durdu. Öğretmenim “Size sürprizim var. “ dedi ve bizi zipline alanına götürdü. Hepimiz sevinçten çığlık atıyorduk. Sırayla herkes zipline bindi. Sıra bana gelince kendimi halata bırakıp kollarımı ve bacaklarımı aşağıya bıraktım. Altımdan şırıl şırıl dere akıyordu. Gözlerim kapalı sadece sesleri dinledim. Kuş cıvıltıları, yüzüme değen rüzgâr, ziplinden gelen ince ses. Herkes bindi ve hep birlikte öğretmenimize sarıldık.
Şimdi evime yaklaşmak üzereyim. Annem, babam ve kardeşlerim. Hepsini çok özledim. Merdivenleri hızlıca çıkıp biriktirdiğim anıları ailemle paylaşmak için koştum. Canım ailem.