Düşünce ve beklentilerimiz hayatımıza sandığımızdan daha fazla etki ediyor. Kişi, düşünceleriyle kendisini hasta da edebilir, tedavi de edebilir. Aynı şey beklentilerimiz için de geçerli. Bir ilaçtan bizi iyileştirmesini bekleriz, buna inanırız ve o ilaç bizi iyileştirir. Size farklı bir ilaç olan Plasebo ilacından ve etkisinden bahsetmek istiyorum. Plasebo; içeriği boş, tamamen işlevsiz bir ilaçtır. Bu ilaç hastalara uygulanırken hastalara bu ilacın kendilerini iyileştireceği inandırılır ve bu şekilde uygulanır. Plasebonun etkisi birçok deneyle kanıtlanmışken sadece etkisi üzerinde tartışılıyor. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse: İkinci Dünya Savaşı sırasında morfini tükenen Harry Beatcher’ın elinde morfin kalmamasına rağmen askerlere morfin verdiğini söylüyor. Aslında verdiği şey yalnızca tuzlu su solüsyonu. Buna rağmen askerlerin yüzde kırkı bu tedavi ile ağrılarının dindiğini söylüyor.
Aynı şekilde sadece düşüncelerine odaklanarak iyileşen insanlarda var. Joe Dispenza, düşüncelerimizle hayatımızı değiştirebileceğimizi savunan bir doktor ve kendisi bir sabah bisikletiyle yol alırken kendisine bir araba çarpıyor ve çok ağır bir trafik kazası geçiriyor. Kaza sonrası altı omurunda ve bel bölgesinde kırıklar oluşuyor. Doktorlar kendisine ameliyat olmazsa bir daha yürüyemeyeceğini söylüyor. Buna rağmen kendisi ameliyat olmayı reddediyor çünkü o da bu işin içerisinde ve risklerin farkında. Bu hastalığını kendi zihninde çözmenin yollarını arıyor ve günde iki saat boyunca omurgasının iyileştiğini düşünüyor. Kendisini tekrar yürürken, sağlıklı bir şekilde bütün ayrıntılarıyla hayal ediyor ve hiçbir cerrahi müdahale olmaksızın bu kazadan dokuz buçuk hafta sonra tekrar yürümeye başlıyor.
Tıpkı Joe Dispenza gibi düşün-celerine odaklanarak iyileşen birçok insan var. Bu da bize gösteriyor ki içimize dönerek, olumlu düşüncelere odaklanarak birçok şeyi yapabiIiriz. Yalnızca hayata pozitif bakarak hayatımızı güzelleştirebiliriz. Pozitif düşünceler, üzerimizde ne kadar etkiye sahipse negatif düşünceler de üzerimizde aynı ölçüde etkiye sahiptir. İyimserlerin kötümserlerden daha uzun yaşadığı da araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Düşünce kalıplarımız, bize çocukluğumuzdan itibaren aşılanan düşünceler, hayatımızı şekillendiriyor. Belki de aslında bizi hasta etmeyecek bir şey yalnızca hasta edeceğine inandığımızdan dolayı hasta edebilir. Tabii ki bütün hastalıklar düşünce temellidir demiyorum ve diyemem ama düşüncelerin üzerimizdeki büyük etkisi de bir gerçek. Bu düşünceleri yönetmek ve kendi lehimize kullanmak elimizde. Kötü olaylarda bakış açısını değiştirmeyi denemek, bardağa dolu tarafından bakmak bizi daha mutlu bir kişi haline getirecektir. Biz yeter ki hayata güzel tarafından bakalım.