Suskun bu cefakâr yalnızlığım.
Suskun bu yıpranmış siyahım
Gecem zifir ilelebet karanlık altında.
Kaybolmuş bedenim bunca soru arasında.
Ölmeden ölmeyi tatmış iliklerine kadar damarlarım.
Daha ne ister muzdarip dünyadan insanlığım.
Suskunum kalbim kan ağlıyor.
Suskun artık acıya alışmış parmaklarım.
Sessizlik ağır geliyor gürültülü karanlığıma.
Ağaçlar yüzümü görünce soluyor.
Çok mu geliyor duygu yoksunluğum yapraklarına.
Suskunum içimin acısı yakıyor kavuruyor ortalığı.
Susmuyor artık ardına bakmadan kaçan ,
Pili bitik saat gibi durdum.
Ve yine kendimi aynı yerlerde buldum.
Durduramadım göz yaşlarımı boğuldum.
Boğulurken acı acı yutkundum.
Lal dudaklarım, ebediyyen sustum.