Bir gün Cemre’nin kuşu Maviş hastalandı. Buna üzülen Cemre çok mutsuzdu. Ceren ablasını o halde görünce onun için acaba bir şey yapabilir miyim, diye düşündü. Aklına süper bir fikir geldi. Yarın ablası okuldan gelmeden Maviş’i bir veterinere götürecek ve Maviş iyileşecekti.
Ablası üzgün bir şekilde eve geldi. Annesinin sorularına kısa cevaplar veriyor, hiçbir şey yapmak istemiyordu. Yapmak istediği tek şey vardı o da Maviş ile oynamaktı ama bu şimdilik mümkün değil diye düşünüyordu. Maviş’in şen şakrak sesi duyulmuyor, parlak mavi tüyleriyse sanki solmuş gibi görünüyordu. Cemre ona yemek ve su vermiş ama kuş onları yememişti. Çaresizce odasına giden Cemre ne yapabilirim, diye düşünüyordu. Odasından hiç çıkmayan Cemre akşam olunca uykuya dalmıştı. Ablasının uykuya daldığını gören Ceren, bir veteriner buldu ve yarın için bir randevu ayarladı. Ablasına yardım edeceği için içi içene sığmayan Ceren mutlu rüyalara dalmak için yatağa girdi ve uyudu. Cemre aslında uyumuyordu ve Ceren’in yapacağı iyiliği duyunca içi kıpır kıpır olmuştu. Cemre, Ceren’in iyiliği karşısında ona farklı bir kuş almaya karar verdi. Hem Ceren’e güzel bir hediye olurdu hem de Maviş’e tatlı bir arkadaş olur diye düşündü. Ertesi gün Ceren okuldan döndüğünde Maviş daha da kötüleşmişti. Hemen onu dün akşam konuştuğu veterinere götürdü.
Cemre eve geldiğinde Maviş’i göremeyince çok panikledi. Cemre hemen Ceren’i aradı ve Maviş’in nerede olduğunu sordu. Ceren “Sana sürpriz yapmak istedim ve onun için Maviş’i veterinere getirdim. Eve geldiğimde çok kötüydü.” dedi. Bunu duyan Cemre rahatlamıştı. Cemre, Ceren’e sürpriz yapmak ve teşekkür etmek için başka bir kuş almayı düşünüyordu. Çünkü Ceren de kuşları seviyordu. Ama Cemre onu Maviş’e yaklaştırmıyordu. Her şeyini paylaşırdı ama kuşunu paylaşmak içinden gelmiyordu Cemre’nin. Bu yüzden ona seveceği güzel bir kuş almak istiyordu. Evcil hayvan dükkânlarını gezmişti ama istediği renklerde kuş bulamamıştı ve oradaki kuşları alacak kadar parası maalesef yoktu. Üzülerek son dükkândan da çıkmıştı Cemre. Ne yapacağım diye düşünürken aklına bir fikir geldi. “Neden bu kuşu doğal ortamdan bulmuyorum?” diye sordu kendine. “Hem evi olmayan kuşlara da ev bulmuş olurum, o güzel canlıların da mutlu olmasını sağlarım.” diye düşündü. Yolda yürürken sarı, kırmızı, mavi ve yeşil renkte olan çok değişik bir kuş görmüştü. “Bundan daha güzel bir hediye olabilir mi ki?” dedi ve o kuşun peşinden ayrılmadan ormana doğru ilerledi. Kuş oradan oraya uçuyor dallarda dans ediyordu. Cemre onu takip etmeye çalışıyor ama onun gibi hızlı olamıyordu. Kuş sonunda bir ağaca kondu. Cemre de yorulduğu için bir ağaca yaslanıp biraz dinlenmek istedi. Cemre ağaçların gökyüzüne ulaşmaya çalıştığı bu ormanda dinlenirken uyuyakalmıştı. Uyandığında her yerin karanlık ve ıssız olduğunu görünce çok korkmuştu, ne yapacağını bilmiyordu. Buradan nasıl çıkabilirim diye düşünüyor ama bir çare bulamıyordu. Kuş alma fikrinden ve kuş için ormana geldiğinden kimseye bahsetmemişti. “Keşke anneme nereye gittiğimi söyleseydim.” dedi korkulu gözlerle kendi kendine. Zaten kuş da uçup gitmişti. Yürümeye başladı ama yolu da bilmiyordu. Evdekiler! aramayı düşündü ama telefonunu yanına almadığını hatırladı. Evdekiler de Cemre eve gelmeyince çok telaşlandılar. Cemre sorumluluklarını bilen, ailesine gittiği yerleri haber veren biriydi, hiç böyle yapacak bir çocuk değildi.
Ceren çok üzgündü. Ablası acaba neredeydi? Hemen polise haber verdiler. Polisler Ceren’e “Merak etme ablanı bulacağız.” dedi. Polisler okulun çevresindeki kameralardan Cemre’nin ormana doğru gittiğini gördüler. Hemen ormanda onu aramaya başladılar ve güzel haberle ailenin yanına geldiler. Ceren merakla polislere “Bir haber var mı?” diye sordu. Polisler “Ablanı bulduk şimdi eve getiriyoruz.” dediler. Polisler Cemre’yi ormanda bir ağacın gövdesine yaslanmış baygın halde olduğunu söylediler. Herkes daha da endişelenmişti. Ne işi vardı ki orada? Cemre eve gelince herkes mutluydu ama bir o kadar da meraklıydılar.
Polisler ve ailesi sordu: “Ormanda ne yapıyordun, neden oraya gittin?" Cemre olanları anlatmaya başladı.
“Ceren’in Maviş’i veterinere götüreceğini duyunca çok mutlu oldum ben de ona bir hediye vermek istedim. O da benim gibi kuş seviyordu. Ona bir kuş almak istedim. Her yere baktım ama istediğim gibi kuş bulamadım. Rengârenk, ilginç bir kuş arıyordum. Aynı zamanda harçlıklarımla alabileceğim bir kuş olmalıydı ama bulamadım. Dükkândan çıkınca garip ve çok renkli bir kuş gördüm. Bu tam aradığım bir kuştu. Hem de evsiz hayvanlara ev bulmuş olurum da diye düşündüm. Onun peşine takıldım. Fark etmeden ormana kadar gelmiştim. Kuş hiç durmuyordu ve ağaçtan ağaca konuyordu. Benim artık bu renkli kuşu kovalayacak gücüm kalmamıştı. Bir ağaca yaslandım, uyuyakalmışım. Uyandığımda havanın karanlık olduğunu gördüm. Sizi aramak istedim çünkü çok korkmuştum ve beni bulmanızı istiyordum. Kaybolduğumu anlamıştım. Değişik hayvan sesleri duydum. Baykuşlar, yarasalar gördüm. Hatta baykuş da ilginç bir kuş onu mu yakalasam diye gülerek içimden geçirdim.” dedi. Ailesi ve polisler bu olayı duyunca şaşırdılar ve bir o kadar da duygulandılar. Cemre “Evsiz hayvanların kışın sokakta kalıp üşümelerini, aç kalmalarını istemiyorum. Bazı insanlar hayvanlara hiç iyi davranmıyor. Ben de evsiz bir kuş bulmanın iyi bir fikir olacağını düşündüm ama kaybolacağım aklıma bile gelmezdi. Dikkatsizlik ettim ve sizi çok üzdüm özür dilerim.” deyip anne ve babasına ardından da Ceren’e sarıldı. Polisler de duygulanmıştı.
Ertesi gün okul çıkışı onu bulan polisler Cemre’yi ziyarete gelmişlerdi. “Sana bir sürprizimiz var.” dedi
polis amcalar. Cemre, meraklı bir halde onlara bakıyordu. Ne hediyesi efendim, dedi. Küçük bir kafesi gören Cemre çok heyecanlanmıştı. İçinde sapsarı bir yavru muhabbet kuşu vardı. Polis amcalar “Dün akşam kardeşin için kuş almak istemen ve sahipsiz hayvanları sahiplenmek için düşündüklerin bizi çok etkiledi, biz de annesi ölen bu yavru kuşun sahipsiz kalmasını istemedik ve bu kuşa senin çok iyi bakacağını düşündük. Hem de kardeşine güzel bir sürpriz olur, ne dersin?” dediler. Cemrenin sevinçten dili tutulmuştu sanki. Cemre koşarak eve gitti. Ceren okuldan gelmemişti henüz ona sürpriz yapmanın tam sırasıydı. Kuşu Ceren’in odasına koydu. Ardından Ceren geldi. Odaya girence sevinçten bağırmaya başladı ve bunun nasıl olduğunu sordu. Cemre olanları Ceren’e anlattı. “Artık senin de bir kuşun var, mutlu musun?” dedi ve Maviş için yaptıklarından dolayı ona teşekkür etti. Ceren çok mutluydu, sahipsiz bir kuşu sahiplenmişti. Ama bir eksik vardı. Adı ne olacaktı. Annesi akşam yemeğinde çorbalarınıza limon sıkın dedi. Birden Ceren “Aaaaa limon sarı ve şifalı... Benim kuşumun adı da neden bu olmasın?” diye düşündü. Artık ismi olan bir kuşu vardı Ceren’in. Ceren, Cemre Maviş ve Limon çok güzel bir dörtlü olmuşlardı. Ceren, ablası ve ailesiyle mutlu bir yaşam sürmeye devam ettiler.
Cemre ve Ceren hiç kimseye haber vermeden bir yere gidilmeyeceğini ve sahipsiz hayvanlara bir yuva bulmanın çok önemli olduğunu öğrenmiş oldular.
CEMRE İLE CEREN
CEMRE İLE CEREN
Etiketler:
POPÜLER YAZILAR
-
Yusuf Tüfekçi 155 ÖN SÖZ
-
Aleyna Kuvel 153 LIVED REALITY
-
Rümeysa Özkan 149 YABANSIZ YABAN
-
Rabia Çepnioğlu 104 BABA ŞEFKATİ
-
Tunahan Yahşi 84 DÜŞÜNCE VE BEKLENTİLERİMİZ HAYATIMIZI NASIL ŞEKİLLENDİRİR?
-
Ahsen Keskin 81 BİR VARDIM, BİR YOKTUM FİLİSTİN’DE ÇOCUKTUM
-
Elif Rana Kundakçı 51 BU HANGİ DİL?
-
Elvin Işıl Saruhan 46 BAŞKA TÜRKİYE YOK!
-
Sinem Koban 46 TATLICININ PLANI
-
Esra Kesimal 43 YARIM KALAN HAYAT