BAKMADAN GÖREN ADAM: ESREF ARMAGAN

BAKMADAN GÖREN ADAM: ESREF ARMAGAN

“Bakmak” araci ile “görmek” gayesi… Görmek gayesine ermede bakmak eyleminden baska bir yol kesfetti insan zamanla: duyumsamak.

Bundan 68 yil önce Istanbul'da mucize bir bebek, olmayan gözlerini dünyaya açtiginda tek renk can buldu dimaginda: sadece siyah. Kara… Umutsuzlugun karasi olmasi beklenirdi o. Isyanin zifiri karanligi… Öyle olmadi. Gözlerinin olmadigini, çevresinden daha dikkatli olmasi yönünde aldigi uyarilari henüz alti yasinda anlamlandirmaya baslayan bu çocuk,  içinde görmedigi dünyaya karsi sonsuz bir merak duygusu besledi. Meraklari umutsuzlugu yendi, karanliklari yirtip parçaladi. Çünkü karanlik insanin zihnindeydi ve hayalleri hiçbir karanlik örtemezdi. Zamaninin çogunu geçirdigi babasinin soba dükkaninda nasil olduysa yakaladigi bir kelebegi çizmek istemesi üzerine, ona görmedigini hiç hissettirmeyip sürekli destek olan babasinin bir boyama kitabi alip nesnelerin çevresini çivilerle çevirmesi ile basladi her sey onun hayatinda. 

Esref Armagan… Dünyayi parmak uçlarinda hisseden, her firça darbesi ile duygularini tuvale “görmek” üzere döken bir ressam… Genetik mutasyon nedeniyle gözleri olmadan dogmasina karsin, yaninda onu her daim yüreklendiren, onun için bir çift gözden daha fazlasi olan bir babaya sahip bir ressam… Tuvallerine isledigi varliklari hiç görmemis olmasi, Armagan’in yetenekleri karsisinda bir sey ifade etmiyordu. Kisa süre içerisinde ünü Harward Üniversitesi profesörlerine kadar ulasan ve bilim insanlarinin görme üzerine bütün varsayimlarini alt üst eden bu deha, "The Colors of Darkness" adli ödüllü belgesele konu oluyordu. Hakkinda "New Scientist "adli ünlü Ingiliz bilim dergisinde makaleler yayinlaniyor, beyninde dokunarak harekete geçirdigi sinirsiz görme alani ile bir ressam için olmazsa olmaz olan gölge, boyut ve perspektif kavramlarini kendi kendine kesfediyordu. Öyle ki, Italya'nin Floransa kentinde Rönesans'in en önemli mimarlarindan olan Felipo Brunolesci tarafindan 1413 te yapilan ve bir geometri harikasi ve müthis bir perspektif denklemi olarak adlandirilan katedralin duvarlarina dokunarak onu oldugu gibi çizmesiyle bilim insanlarinin görselligi yeniden tanimlanmasinin nedeniydi ondaki bu yetenek. Artik görsellik, görülen objelerin resmedilmesi degildi sadece. Ayni zamanda boslugu dokunarak da algilayabilmekti.  Resim yapmak için çizmedi Armagan. Kendi deyimiyle aslinda dünyayi tanimakti amaci. Simdi ise dünyanin amaci oldu onu tanimak.

Dünya Tip literatürüne mucize Türk olarak geçen Esref Armagan, görmek için gözlere gerek olmadigini, basari için insanin kendini oldugu gibi kabullenip asla pes etmemesi gerektigini ve gözleri olan milyonlardan daha çok dünyayi duyumsadigini bütün dünyaya kanitladi. 

“Göz bakar, beyin görür.” derler. Gördüklerimiz; gerçegin önünde salinan renkli bir perdedir, kim bilir?


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı