MERAK SADECE MERAK MI ?

Örneğin; içinde bulundukları çevreyi tanıyıp anlamlandırırken küçük çocuklardan sıkça duyduğumuz ‘’Bu Ne?’’ sorusu, işte bu merak duygusunun ve keşfetme isteğinin bir ürünüdür.

Küçük yaştan itibaren çocukların merakla sorduğu bu tip sorular, çocuğun dünyayı keşfetmesine yardımcı olmakla beraber beyin gelişimine de fayda sağlıyor. Ortaya konan bilimsel çalışmalar, bize nöronlar arası bağlantıların çocuğun sorduğu sorularla geliştiğini gösteriyor. Özetle merak edip soru sormak beyin gelişimini etkileyen kritik dönemlerde önemli bir yer tutuyor. 

Gelin doğuştan gelen bu duygumuzun eğitimdeki faydalarına bir göz atalım. Eğitimci olarak değerlendirdiğimizde öğrenme sürecinde merak duygusunun öğrenmeyi kolaylaştırdığını görüyoruz. Merak sayesinde öğrenme daha kalıcı hale geliyor. O yüzden biz öğretmenler, derslerimizi anlatırken öğrencilerin merak duygularını kamçılayıcı sorular sorarız.
    
Ayrıca öğrenme sürecinde meraklı bir öğrenci, öğrenmek için başkasının zorlamalarına gerek duymayıp içindeki o duyguya göre hareket edecektir. Gerektiğinde derslerde kendisine anlatılan müfredat bilgisinin dışına çıkacak, sahip olduğu bilgi yelpazesini genişletebilecektir. Hal böyleyken meraklı öğrencilerin bireysel çalışmalardan daha çok fayda gördüğünü ve öğrenmeyi öğrenme yolunda daha sağlam adımlar attıklarını görürüz.

Dahası, meraklı öğrenciler, ders akışında sordukları sorularla derse canlılık katabiliyor ve öğretmenlerin konuyu daha detaylı anlatmasını sağlayabiliyorlar. Meraklı öğrencilerimiz, dersin anlaşılırlığı konusunda hem sınıftaki diğer arkadaşlarına hem de öğretmen olarak bizlere yardımcı oluyor. 

Şunu da belirtmek gerekir ki öğrencilerimizin sahip olduğu merak duygusunu canlandırmak veya canlı tutmak için hem anne babalara hem öğretmenlere görev düşüyor.Bu noktada çocuğun sorduğu sorulara sabırla, doyurucu cevaplar verilmeli ve çocuğa meraklı olmanın iyi bir şey olduğu vurgulanmalıdır.

Çocuk merak ettiği için olumsuz bir tutumla karşılaşmadıkça soru sormaktan ve merak etmekten çekinmeyecektir. İnsanı eğitsel anlamda bu kadar etkileyen merak, sadece eğitim alanında etkilemekle kalmamış, insanlık tarihine ve toplumsal hayata da derinden dokunmuştur.

Haydi şimdi merak etmenin tarihi ve toplumsal faydalarına doğru bir yolculuğa çıkalım. Bilim tarihine baktığımızda bütün bilim dallarının temelinde Felsefe’nin olduğunu görürüz. Felsefe ise kimi düşünürlerin tanımına göre “Soru sorma sanatıdır.’’ İnsanoğlunun soru sorma yoluyla içinde yaşadığı dünyayı, doğayı ve kendi varoluşunu anlamlandırma çabasının altında merak duygusu yatar. Yani bilimsel gelişmeyi, merak etmeye ve bu yönde sorulan sorulara borçluyuz.

İnsanlık tarihinden merakın etkisine çokça örnek verebiliriz. Dünya medeniyetinin bu seviyeye gelmesinde önemli rolü olan keşif ve icatların temelinde meraklı bilim insanlarının yaptığı çalışmaların yattığını görürüz. Ayrıca meraklı denizciler olmasaydı Coğrafi Keşiflerden haberdar olamayacak, yeni kıtalara yelken açamayacaktık. Bugün tarihteki meraklı denizciler sayesinde Dünya’yı daha iyi tanıyoruz.

Örmekleri sizler de çoğaltabilirsiniz. Görüldüğü gibi ‘’merak’’ tek kelime olmasına rağmen oldukça derin ve önemli bir kavram. Hal böyleyken bana da  her daim bize yeni şeyler öğreten hayat yolunda ‘’Merakınız hiç tükenmesin!!’’ demek düşüyor.    
Saygılarımla...


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı