Page 60 - Puli Edebiyat 2. Sayı
P. 60
Rize, Çayeli, Çayeli Anadolu Lisesi Öykü
KENDİ RENGİNİ BULMAK
Eslem Betül Engin
Renkli yapraklarla dolu, ışıl ışıl bir Bu düşüncenin karara dönüşme- Narin, heyecanla yusufçuğun yanına
ormanda, Narin adında bir salyangoz si ile beraber Narin’in hayatını de- gitti. Yusufçuk, göletin çamuruyla
yaşardı. Narin’in ruhu, adının anla- ğiştirecek olan serüveni de başlamış doğal boyalar yapıyordu. “Bu çamur,
mını tam anlamıyla yansıtırdı. Zarif, oldu. Narin, sabahın ilk ışıklarıyla gökyüzünün mavi tonlarını yakala-
ince ve estetikten hoşlanan bir yapısı hayalini gerçeğe dönüştürmek için yabilir.” dedi. Yusufçuk, mavi pig-
vardı. Çiçeklerin en parlak olanlarını yola koyuldu. İlk durağı, her sabah mentlerden yaptığı karışımı Narin’in
seçer, yaprakların üzerine dökülmüş çiçekler arasında dolaşan bin bir kabuğuna dikkatlice sürdü. Kabuk,
çiy tanelerine hayranlıkla bakardı. renkli kelebeklerin toplanma ala- bir su damlası gibi pırıl pırıl mavi bir
Arkadaşları da Narin’i çok severdi, nıydı. “Belki onların renkleri gibi bir renge büründü. Fakat ansızın bas-
çünkü o, herkese yardım eden, tatlı kabuğa sahip olabilirim.” diye dü- tıran yağmur geçtiği yolları maviye
dilli bir salyangozdu. şündü. Kelebeklere derdini anlattı. boyatarak kabuğundan sessizce sü-
Kelebekler ona yardım etmeyi teklif zülüp gitti. Her seferinde biraz daha
Fakat Narin’in bir derdi vardı. ettiler. Kanatlarından dökülen birkaç üzülüp kahrolsa da vazgeçmedi Narin
Kabuk rengini hiç beğenmiyordu. ışıltılı toz tanesini Narin’in kabuğu- ve rengini değiştirme hayaliyle or-
Ormanın diğer canlıları onu ne ka- na serptiler. Kabuk, altın ve mavi bir manın derinliklerine doğru ilerledi.
dar övse de kabuğunun soluk kahve- ışıltıyla parladı. Fakat ne yazık ki, bu Çalılıkların arasındaki çiçeklerden
rengi tonları Narin’i mutsuz ediyor- güzellik uzun sürmedi. Rüzgâr esti- bal özü toplayan arılarla karşılaştı.
du. “Keşke gökkuşağındaki renklerle ğinde, bütün tozlar uçup gitti. Arılar, Narin’in hikâyesini dinledik-
süslü bir kabuğum olsaydı!” diye iç ten sonra ona yardım etmeyi kabul
geçirirdi. Günün birinde bu konuda Daha kelebeklerin yanından ay- ettiler. “Bizim balımız, güneş ışığını
dert yanmaktan sıkılıp aklının bir kö- rılamadan uçup giden ışıltılı tozlar kabuğunda saklayan bir parıltı bıra-
şesinde her daim bulunan bu hayalini Narin’i yine eski görüntüsüyle baş kabilir.” dediler. Narin’in kabuğunun
gerçekleştirmeye karar verdi. “Neden başa bırakmıştı. Onun gözlerinden üzerine altın sarısı balı damla damla
benim kabuğum da çiçekler kadar süzülen yaşlara dayanamayan koca- yaydılar. Kabuk, güneş ışığında ade-
renkli olmasın ki? Kimse benim için man kanatlı bir kelebek: “Narin, ka- ta parıldıyordu. Ancak, Narin ne za-
bunu yapmayacaksa o zaman ben buğunu boyamak istersen ormanda man biraz hareket etse, yapışkan bal
yapmalıyım!” diye düşündü. yaşayan ressam yusufçuğa git.” dedi.
59