Page 64 - Puli Edebiyat 2. Sayı
P. 64

En boşboğazları da oydu. Ağzı iyi laf yapardı.   değilim.  Siz  size  zarar  veren  üzen  şeyleri  de
                     Eh  itiraf  edeyim  komikti  de  biraz.  Seni  hep   seversiniz. Tombul beyaz yanaklarından yaşlar
                     güldürürdü.  Bir  ara  yine  işlerini  batırdığında   akarken  çekinirdim  yanında  olmaya  ama  hep
                     bizimle  kaldığı  zamanı  hatırlıyorum.  Koskoca   varlığımı hissettirirdim sana. Üzülünce hemen
                     adam  senden  hizmet  bekliyordu.  Onu  böyle   ya yemek yapar ya da çileklerinle ilgilenirdin.
                     yetiştirmen  de  senin  hatan  galiba  anneciğim   Bu bir kaçıştı senin için sanırım çünkü ne evde
                     çünkü  Aybüke  hizmet  ederken  Onur  hizmet   yaptığın  yemekleri  bitirecek  kişiler  var  ne  de
                     bekliyordu. Neyse ki çok kalmadan gitti. Onur,   çiçeklerin bakımsızdı.
                     hayatta pek bir yere gelmemiş ama en azından
                     kötü olmayan saf bir çocuk işte.             Şimdi  Sevim’den  yani  senden  bahsedece-
                                                               ğim anne. Her şeyden önce aileni önemserdin.
                        Son  çocuğun  Sinem.  En  küçükleri,  bence   Kendinden  önce  demiyorum  çünkü  sen  ken-
                     seni hem en yoran hem de en düşünen çocu-  dini  hiç  önemsemezsin.  Yetim  ve  öksüz  olan
                     ğundu. Sinem senin olmasını istediğin gibi bir   Sevim hiç kendine sahip çıkmazdı, hiç önem-
                     kadın olmadı. Sen hep çok üzüldün Sinem için   semezdi  kendini.  Tek  dünyan  ailen  olmuştu.
                     ama Sinem olmak istediği gibi bir kadın oldu.   Kızmıyorum sana, kızamam da zaten. Ne oku-
                     Bunu sana anlatabilsem anlatırdım. Senin iste-  yabilip kendine bir yol çizmene izin verilmiş ne
                     mediğin birçok hareketi vardı. Rahmetli eşinle   çalışarak ayaklarının üzerinde durmana. Kimse
                     de çok kavga ederlermiş, o zaman ben yoktum   yol  göstermemiş  sana.  Sen  de  kendi  yolunu
                     tabi,  senin  anlattıklarından  biliyorum.  Neyse   böyle çizmişsin. Yanlışlarla ya da doğrularla. Bir
                     seni  üzecek  çok  şey  söylemeyeyim.  Ama  hep   şekilde durmuşsun ayakta. Bunu sana söyleyen
                     çok düşünürdü Sinem seni: İlaçlarını, gideceğin   oldu mu bilmiyorum ama ben seninle çok gurur
                     doktorları, evinin faturalarını ve dahasını o hal-  duyuyorum anneciğim. Senin içinde bir çocuk
                     lederdi. Onu neden sevmiyorsun deme şimdi.   Sevim  olduğunu  biliyorum  çünkü.  Onu  sevi-
                     Ne güzel, diğerlerinden ayırmadım onu da.  yorum.  Buna  sana  hiç  söyleyemem  ama  belki
                                                               de gördüğünden daha fazlasını hissetmişimdir
                        Ve  Rahmetli  eşin  İlhami.  Onun  hakkında   anne. Çocukları ne kadar yanında isteyip onları
                     pek  bir  şey  bilmiyorum.  Bildiklerim  çok  asabi   ufak şeylerde azarlamanı, azarladıktan sonra da
                     bir adam olduğu ve kalp krizinden öldüğü. Ben   hazırladığın meyve tabaklarını onlara sunduğu-
                     onu  görsem  onu  da  pek  sevmezdim  herhal-  nu  biliyorum.  Sevgini  göstermeyi  bilmediğini
                     de. Ama senin eski fotoğraflarına ve alyansına   ama kalbinde sadece onların sevgisini taşıdığını
                     bakıp ağladığın zamanları bilirim. Demek ki o   biliyorum. Eminim onlar da biliyordur. Ama siz
                     kadar kötü bir adam da değildi. Ama emin de   bazı şeyleri açık açık konuşmak yerine üstünü



                                                             63
   59   60   61   62   63   64   65   66