EGITIM VE YÖNETIM

EGITIM VE YÖNETIM

Yönetim, “baskalari araciligiyla amaca ulasma ve baskalarina is yaptirma sanati”, “yönetim fonksiyonlarinin yerine getirilmesini saglayan bilimsel ve sanatsal yönü olan faaliyetler” ve daha genis anlamiyla “örgütsel hedeflere etkin ve verimli olarak ulasilmasi amaciyla yönetim fonksiyonlari olan planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve kontrol faaliyetlerinin en iyi sekilde kullanilmasidir” seklinde ifade edilmektedir.

Farkli tanimlari olmakla birlikte  Drucker’e göre yönetici : “ astlarinin potansiyelini ortaya çikararak  onlar sayesinde is gören degil, astlarinin performansindan sorumlu olan kisidir ”. Yine yönetici insanlari anlamaya çalisan, sezgilerinden yararlanan, sagduyusunu kullanan, yetkiden çok etkisini kullanan, estetik duygulara sahip sorumlu kisidir.

Yönetim ve yöneticilik insanlik tarihinin çok eski yillarindan beri var olmus lakin arastirma, gözlem ve incelemelere dayanan sistematik yaklasimlar ancak 20.YY baslarina dayanmaktadir. Çesitli kuramlardan yararlanmasi, sayisal teknikler kullanilmasi, gözleme dayali ilkelere dayanmasi, bilisim teknolojilerine dayali karar verebilmesi, istatistiksel kontrol teknikleri kullanilmasi ile bilim olarak kabul etmemiz mümkün görünmektedir. 

Yasadigimiz toplumda, birlikte çalistigimiz, bir arada yasadigimiz ve bir arada bulundugumuz hiçbir birey aslinda bir birine benzememektedir. Yani bütün insanlar birbirinden farklidir. Var olan bu farkliliklar farklilik kavramini dogurur. Bu kavram yasamin her alaninda, bireyleri kapsayan her alanda göze çarpmaktadir. Buradan hareketle farkli bireylerin bir araya geldigi ve çok kültürlülükle zenginlesen örgütlerin yönetimi basli basina bir is alani olarak kabul edilmektedir. Insan ve insan gücü yönetimi son zamanlarda daha çok önem kazanmakta ve bu alanda uzmanlasmak da birçok kurumun önceligi haline gelmektedir. Insanlari kisitlayan, onlarin yeteneklerini görmezden gelen, herkesi tek tip görüp ayni biçimde muamele eden geleneksel yönetim kaliplarindan kurtulup; çesitliligin arttigi, farkliligin önem kazandigi, çok kültürlülügün ön plana çiktigi hizla küresellesen dünyada yeni yönetim türleri tercih edilmeye baslanmistir.

Yönetici olmak ileriye yönelik öngörüye sahip olmayi, vizyon sahibi olmayi ve bunu somut örneklerle göstermeyi gerektirmektedir. Bakis açisi dar, tüm unsurlari göz önüne alip düsünemeyen yöneticiler bünyelerindeki farkliliklari olumsuz olarak algilamakla birlikte bu farkliliklari ortadan kaldirmaya ve tüm çalisanlari ayni davranmaya, benzer olmaya itmektedir. Bunu yapmaktaki amaci da farkliligin kurumunda çatismalara sebep olabilecegini düsünmesidir. Oysaki kurumunda var olan farkliliklari gören, bu farkliliklardan bütünleyici takimlar yaratan yöneticiler sahip olduklari genis perspektifle kurumlarini basariya tasiyabilmektedirler.

Her ne kadar yönetim/yöneticilik kavramlari insanlik tarihi kadar eskiyse de egitim yönetimi alanindaki ilk terimlerin, Roma kaynakli oldugu anlasilmaktadir. Okul müdürü, egitim müdürü, müfettis, teftis, yetki ve sorumluluk gibi terimler bunlar arasindadir.

Egitim yönetimine kuramsal bakis gerekliligi, bin dokuz yüzlü yillarin basinda ortaya konmus, asrin yarisi itibari ile de egitim alaninda uzmanlasmanin önem kazanmasi ve mesleklesme egilimleri, egitim yönetimi biliminin gelismesini hizlandirmistir. Egitim yönetimi, toplumun egitim gereksinmesini karsilamak üzere kurulan egitim örgütünü, önceden belirlenen amaçlarini gerçeklestirmek için etkili isletmek, gelistirmek ve yenilestirmek sürecidir. 

Egitim yönetimini öteki yönetimlerden ayiran özellikler, egitimin özelliginden dogmaktadir. Egitimin oldugu gibi, egitim yönetiminin de en önemli konusu insandir. Egitim yönetimi; bir toplumdaki egitim sisteminin amaç, yapi ve görevlerini gözden geçirerek insan ve insanlarin olusturdugu toplumu her yönden gelistirip, zenginlestirmeyi amaçlamaktadir.

Egitim yönetimi ve onun daha sinirli bir alanda uygulamasi olan okul yönetiminin temel amaci, ilgili oldugu egitim örgütünün egitim politikalari ve örgütün temel amaçlari dogrultusunda yasatmak, etkili bir biçimde isler durumda tutmaktir. 

Toplumun egitim kavrami ve hizmeti ile özdeslestirdigi kurum okuldur. Okulu diger egitim kurumlarindan ayiran temel özellik, insan üzerinde çalismasi ve onu farklilastirma yetenegidir. Okul, bireyi farklilastirma islevini ögretim yoluyla gerçeklestirmektedir. Bu özelllikleri nedeniyle okul yöneticilerinin ilgi odaklari, okullarinda gerçeklestirilen ögretim eylemlerine iliskili olarak toplumun istemleri, sorunlari, çocuklar, ögrenciler, veliler ve okulda çalisanlardir.

Okul, egitim hizmetini üreten temel sistem olarak etkili çalismak zorundadir. Okulun etkili çalisabilmesi için okul yönetiminin belirli hedeflere ulasabilmesi gerektigini söyleyebiliriz. Siralayacak olursak,
•    Verimliligi artirmak: Ögrenci basina harcana girdiyi azaltirken ögrencinin egitsel niteligini artirmak,
•    Egitim is görenlerinin isten doyumunu saglamak: Her is görene, okula harcadigi emeginin karsiligini ödeyerek, onun isinden haz duyma düzeyini yükseltmek,
•    Okulun sagligini korumak: Is görenler arasi çatismayi en aza indirerek egitim paydaslarinin birlik içinde egitim amaçlarini gerçeklestirmeye yöneltmek,
•    Okulu dirik bir yapiya kavusturmak: Egitim bilimlerinde, egitim teknolojisinde olagelen yenilikleri, toplumun egitim gereksinimlerindeki degismeleri aninda izlemek ve bunlari kararlilik içinde uygulamak,
•    Okulu çevresine yararli kilmak: Çevrenin dogal zenginliklerini korumak, saglik kosularini gelistirmek; toplumun gereksindigi egitim hizmetlerini sunmak ve yeterli oldugu konularda da halka öncülük etmek.

Egitim ve okul, baska alanlarda ve sektörlerde olmadigi kadar çok sayida kisi ve kurumlarin ilgilendigi bir alandir. Basta kamu(devlet), din, siyaset, is dünyasi, toplum ve sivil kuruluslar olmak üzere birçok kurum egitimle yakindan ilgilenmek istemektedir. Çünkü egitim yani okullar bu kurumlarin ihtiyaç duydugu ve önemsedigi bilgi, beceri ve degerleri üreten bir sistemdir.

Okullarin sahip olmasi gereken nitelikleri özetleyecek olursak:

  • Okul bütünü açik sistem olmali, çevredeki sistemlerle etkilesimde bulunmalidir.
  • Okul sistemi alt sistemleri ile bütünlük göstermeli, uyumlu çalismalidir.
  • Alt sistemleri olusturan ögeler, ahenkli ve is birligi içinde çalismalidir.
  • Toplumsal çerçevesi ile iliskileri dirik ve sürekli olmalidir.
  • Çevredeki yenilik ve degismelere göre gerekli gelismeleri saglayabilmelidir.
  • Çevrenin yipratici etkilerinden kendini koruyabilmelidir.
  • Amaçlarina ulasabilmesi için sürekli bir kontrol ve degerlendirme mekanizmasina sahip olmalidir.

Toplumlarda ve onlarin egitim sistemlerindeki degisme ve gelismeler, egitim yöneticisinin görevlerini daha karmasik ve güç hale getirmektedir. Egitim yönetimcisi  hizli toplumsal gelismeler karsisinda kendini daha iyi hissetmesi için sahip oldugu temel bilgileri dinamik olaylar karsisinda etkin kullanmak zorundadir. Örnegin, sadece ögretmen olma veya ögretmenlik bilgi ve becerilerine sahip olma özellikleri, artik iyi bir egitim yöneticisi için yeterli olmamaktadir. Görev alani ve görev alanina iliskin etkinlikleri bir ögretmeninkinden daha farkli ve daha genistir. Baska kisi ve çevrelerle, yeni durum, olay ve sorunlarla karsi karsiyadir ve yöneticinin kendini gelistirmesi için sahip oldugu ögrenme yetenegi, yeniliklere açik olmasi bu noktada çok önem arz etmektedir.

Çagdas bir okul yöneticisi, kapsamli insan bilgisine ulasmis; etkili iletisim becerisine sahip; liderlik özellikleri baskin; ana dilini dogru ve güzel kullanabilen; felsefe, matematik, uygarlik tarihi görmüs, iletisim teknolojisine hakim, bilgiyi yöneten; beden ve ruh yönünden saglikli ve egitime inanmis yöneticidir.

Çagdas etkili okulda yöneticinin asil isi, ögrencinin ögrenmesine uygun bir ögrenme ortamini olusturmaktir. Ayrica okul yöneticisi ögretmen ve ögrencilerin ögrenmesinden sorumludur. Okul yöneticisi daha çok bir ögretim lideri olarak görevini yürütür.

Liderlik nedir?
Liderlik günümüzde belki de en çok tartisilan, arastirma yapilan kavramlardan biridir. Liderlik grup basarisi için öylesine önemlidir ki, tarih yazilmaya basladigindan beri insanlar bu konuyla ilgilenmislerdir. Etkili liderlik bir yöneticinin sahip olabilecegi en önemli yeteneklerden biri olarak görülmektedir. Okul müdürünün ögretmenlerle etkin ve olumlu bir iliski yürütebilmesi, onun okulda liderlik statüsü kazanmasina bagli olmaktadir. Müdür de ancak okuldaki ögretmenler ve diger ögeler tarafindan kabul edilir ve benimsenirse liderlik statüsü kazanabilmektedir.
Yönetici ve liderlik kavramlari birbirine yakin görülmekle beraber es anlamli sözcükler degillerdir. Çogu tanimlarda ortaya çikan en önemli fark, liderlerin baglilik yaratmasi, yöneticilerin ise, statülerinin getirdigi sorumluluklari yüklenerek otorite ve güç kullanmalaridir. Liderler daha çok insanlara yönelik etkinliklere yönelirler. Insan iliskileri ile daha yakindan ilgilenirler. Yöneticiler planlama ile sorunlarin üstesinden gelmeye çalisir, liderler ise, yol ve yöntem belirleyerek degisimi saglarlar.

Liderlik üzerine öteden beri yapilan arastirmalar ve gözlemler sonucu ortaya konan yaklasimlar, liderlerin özelliklerinden “liderlik durumlari” ortaya koymuslardir. 1940-1950’li yillarda “liderlik dogustandir, sonradan kazanilmaz” anlayisinin hakim oldugu kisisel özelikler yaklasimi; 1950’li yillar boyunca “Lider ne yapar? Nasil davranir?” sorusundan yola çikarak liderin etkililigi ile ilgilenen davranissal yaklasim; kisiler arasi roller, bilgisel ve kararlarla ilgili roller olarak belirledigi üç temel rolü üstlenen yönetsel liderlik kurami; her ortamda geçerli olabilecek en etkili bir liderlik biçimi bulunamadigini savunan kuram olarak durumsal liderlik yaklasimi ortaya konmustur.1980 ve sonrasi yeni liderlik yaklasimlarina ihtiyaç duyulmustur. Örnegin, Kültürel Liderlik anlayisinda lider etkililiginin, güçlü bir örgüt kültürü olusturmasina, örgüt kültürünün esnekligine ve demokratik olarak yönetilmesine bagli oldugu söylenebilir. Temel çikis noktasi, ögretimin gelistirilmesi olan, özellikle de sinif ortaminda ögretimin gelistirilmesi üzerine yogunlasan  Ögretimsel Liderlik, örgütsel ögrenmeyi göz ardi etmek gibi dezavantaja sahip ancak liderligi kisisel bir sorumluluk olarak gören, herkes kendi kendisinin lideridir anlayisini ön planda tutan Süper Liderlik, örgütte çalisanlarin gerek ahlaki ikilemler gerekse çatismacil degerler arasinda en etik olanini kararlastirmada yönlendirme gücü tasiyan Etik Liderlik, örgütü ve örgüt çalisanlarini degistirmeye yönelik bir liderlik yapan Dönüsümü Liderlik, dönüsümcü liderligin tersine demokratik karar alma süreci isletilen, sinirli kaynaklari artirmaya çalisan, takimlar kuran, dönüt veren, koordine ederek çatismalari yöneten, iletisim aglari yaratarak ortak politikalari uygulamaya geçiren, okulun vizyonunun sekillendiren Kolaylastirici Liderlik, çalisanlarin motivasyon düzeyini yükseltmeye çalisir ve onlar arasinda etkili bir esgüdüm saglanmasina yardim eden, söyledikleri ve yaptiklari ile basariya yöneltme, rehberlik etme ve onu kolaylastirma gücüne sahip olan Vizyoner Liderlik 1980 ve sonrasi yillarda uygulanan ve dikkatleri çeken liderlik sekilleri olarak literatürde yerini almistir.

Liderlik üzerine yapilan çalismalarda her türlü örgüt ortaminda etkili olabilecek tek bir liderlik biçiminin bulunmadigi, liderlik etkililiginin çevresel ve örgütsel etkenlere göre degistigi, sikça vurgulanan bir görüstür. Hangi kosullarda hangi liderlik rolünün basarili olacagini kestirmek, çok sayida etmeni dikkate almayi gerektiren karmasik bir sorun olarak görülmektedir. Çünkü etkili liderlik, liderlik özellikleri, lider davranislari ve liderin içinde bulundugu örgütsel ortamin özellikleri arasindaki uyumlu etkilesime bagli olmaktadir. Bu anlamda okul yöneticisinin etkili liderlik biçimi, birlikte çalistigi ögretmenlerin bireysel özelliklerini çok iyi bilmesi ve çalistigi okulun durumsal etkenlerini çok iyi analiz etmesiyle belirlenmektedir. Buradan hareketle egitim sistemimizde etkili okul liderlerinin ne tek basina vizyoner lider olmasi ne de ögretimsel lider olmasi yetmeyecektir. 

  • Okul müdürünün en temel sorumlulugu okuldaki egitim-ögretim sürecini amacina ulastirmaya yogunlasan liderlik davranislari olmalidir. Çalistiklari okulun durumsal etkenlerine ve birlikte çalistiklari ögretmenlerin, ögrencilerin bireysel özelliklerini çok iyi analiz ederek buna göre farkli liderlik biçimleri sergilemelidirler.
  • Bunun yaninda okul müdürü iyi bir Ögretim lideri olmalidir. Ögretim liderligi, iyi, basarili ögrenci yetistirme ve ögretmenler için iyi ögrenme kosullari saglamaya yönelik olarak okulun çalisma ortamini tatmin edici ve üretken bir hale getirilmesi için yapilan eylemleri ifade etmektedir. Kisaca ögretim liderligi, asil olarak ögretim sürecine liderlik edilmesidir. Bu anlamda okul yöneticisi okulda bilginin üretilmesi, dagitilmasi, arastirma yapilmasi ve verimli çalisma tekniklerinin kazandirilmasi gibi konularda liderlik yapmalidir. Ancak bu yolla ülkemizin ihtiyaç duydugu yaratici, üretici, soran, sorgulayan insan modeli yetistirilmis olacaktir. 
  • Okuldaki degisim programlarinin basarili olmasinda ögretmenlerin merkezi bir rolü olmaktadir. Bu nedenle lider yönetici ögretmenlerin degisim için yetistirilmelerine olanak saglamalidir. Bunun yaninda ögretmenlerin moral, ekonomik ve çalisma sartlari açisindan istenilen düzeye getirilemedigi sistemlerde, degismelerin basarili olma sansi pek bulunmamaktadir. Burada lider yönetici astlarinin kendisinden neler bekledigine iliskin arastirmalara yer vermeli ve elde edilen sonuçlar dogrultusunda onlara liderlik yapmalidir.
  • Okul yöneticileri bireysel, grupsal ve örgütsel etkililigi gerçeklestirmekten sorumludurlar. Bu nedenle yöneticilerin iyi yetismis, deneyimli liderlerden olusmasi gerekmektedir. Son yillarda müdürün, akademik basaridan sorumlu egitim liderligi rolü üstlendigi söylenebilir.
  • Okulun asil islevinin farkinda olma, okulun amaçlarini personele yorumlama, ögretmenlere rehberlik yapma ve destek verme, ögretimin sürekliligi için gerekli önlemleri alma, etkili yöneticinin temel ugraslari arasinda yer almaktadir. Bu da her seyden önce yeni bir misyon, vizyon ve liderlik davranisini gerektirir.
  • Çagdas okulda yöneticinin sesi ve vizyonu önemli esgüdümleme aracidir. Bunun yaninda vizyonun gerçeklesmesine dönük bir örgüt kültürünün olusturulmasi gerekmektedir. Iste çagdas lidere güç veren ne makam, ne de üstün kisilik özellikleridir. Aksine, gelistirdigi vizyonun hayata geçirilmesini saglamasidir.

Sonuç olarak, çagdas toplumda okulun yapi ve yönetiminde meydana gelen degismeler, kuskusuz okulu yöneten yöneticinin rollerini de önemli ölçüde degistirmistir. Okul yöneticisi küresellesme, bilgi teknolojisi, okul merkezli yönetim anlayisi, örgütsel ögrenme ve toplam kalite yönetimi gibi yeniliklerin karsisinda yeni roller üstlenmek zorunda kalmistir. Bu da okul ve egitim yöneticilerimizin egitim yönetimi alaninda hizmet öncesi ve hizmet içinde yetistirilmelerini zorunlu kilmaktadir. Aksi halde bilgi toplumu olma yolunda ve rekabet ortaminda basarili olmamiz zor görünmektedir.  


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı