NEDİR Kİ ÖĞRETMEN?

Öğretmenlik kavramı üzerine bir deneme .

Gelecek nesli şekillendiren ,dünyanın paha biçilmez öğretmenine;

 Nice öğretmenler gelip geçti bu diyarlardan sayısı çok ,emeği çok ,bilgisi çok, sevgisi çok ama belki de hiç hatırlayanı yok !

 Nedir ki öğretmen diyorum çünkü kavrama anlam yüklemek kolaydır anlamı anlayabilmek ve yaşayabilmek zordur. Sözde kelam, yolda selam, emekle durmadan devam,  mezun olunca olur meslek tamam değildir ki öğretmen….

 Kaç kez aradınız eski öğretmeninizi, kaç kez hatırladınız varlığını , hissedebildiniz mi çabalarını?Yoksa sizde de mi koca bir HAYIR….O halde nedir ki öğretmen?

Her gün yeni bir olay :dövülen öğretmen, sövülen öğretmen, saygı duyulmayan, lafı sayılmayan,her durumda bimer,cimer alfabetik sıraya göre şikayet edilen bir değer miydi öğretmen? Yoksa değersizleştirilen bir nefer miydi öğretmen?

Öğretmene ressam dememiş miydik; gökkuşağı renkleriyle tuvallerde en güzel resimleri çizen, müzisyen  de demiştik ona ; her notayla gönülleri fethedebilen, yazar da olmuştu; bütün duyguları kalplere nakşettiren, şairdi de dizelerde sevgisini gizleyen ,mimarda olmuştu; en sağlam binaları inşa eden, doktordu da ;sadece bir dokunuşla öğrencisini iyileştirebilen, senaristtiaynı  zamanda  ; her konuyu yazabilen, tiyatrocuydu  farklı rollere giren…

Değil miydi  on parmağında yüz bir marifet saklayabilen….Neydi ki öğretmen ?

Bir çocuk düşünün tüm hayallerinde öğretmeni olan, geleceğini etkisi altında kaldığı öğretmenine göre yaşayan, tuttuğu takım onun takımı ,çocuğunun ismi  onun ismi, seçtiği meslek onun mesleği ,doğrular onun doğruları, baktığı gözler onun gözleri olan , sirete tesir eden, suretiyle büyülenen, felsefesi ,hayatı ,bakış açısı hep “O” olan bir çocuk…. Bu denli paha biçilemez bir güce sahip olan öğretmene ne oldu da, ne olduğu bilinemedi. Belki de suçlu bizizdir, acaba çok şey mi beklemişizdir Bulutlarda uçuracağımız insanları neden yer çekimine tabi tuttuk ki?Oysa ;Eserinin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkardı Atatürk’e göre öğretmen .Bu denli değerli bir esere yeteri kadar kıymet verebildik mi  acaba, yoksa eser sayısı çoğalınca tercih mi edemedik ?

      Çocukluğumda köy yerinde muhtardı, imamdı, sözü sayılandı, lafı bilinendi, önünde düğme iliklenendi, her soruya hakkıyla cevap verendi, söyledikleri kulak arkası edilmeyendi, sevendi, sevilendi. Babam da öğretmendi, kardeşimde öğretmen, ben de öğretmenim, belki benim neslimde de öğretmenler çoğalacak …Ben bu mesleği doyasıya yaşadımtaa ruhumun derinliklerine kadar. Her 24 Kasımlarda düşünmüşümdür: kaç öğrencim hatırladı ,kimler arayacak .Hayatına yön verdiklerim ,idolü olduklarım ,sırtına dokunduklarım ,beynine kazındıklarım ,onun sayesinde burdayım dedirttiklerim oldu mu acaba diye düşünmeden edememişimdir.Çok şükür mesleğime verdiğimi fazlasıyla almışımdır.Ya alamayanlar…

      Onlar mı suçluydu,bizler mi?

      Yoksa beklentilerimiz mi?

      Azalan sevgimiz mi, kaybolan ilgimiz mi?

      Sanal dünyada kaybolan hislerimiz mi?

      Acaba her şeyi çok bildiğimiz mi?

      Bildiğimizi zannettiğimiz mi?

      Bu değerli şahsa

      Gereken değeri verebildik mi?

 

        Nedir ki öğretmen diyorum?     Diyorum çünkü ne olduğunu ben biliyorum, isterim ki sizler de bilin anlayın ,sonra yaptıklarınızdan pişman olmayın.



Etiketler:   

YORUMLAR


F
Fatma Koçdemir - Bursa      18.03.2021 23:18:53     
Ne kadar güzel anlatmışsınız "İnsana, insanlığa dokunan" bizi, sizi, onları!.

S
Selahattin DEMİR      19.03.2021 11:47:08     
Yazınızda paylaştığınız düşüncelerinize ve hissiyatınıza katılıyorum. Öğretmeni ,öğretmenlik mesleğini ve öğretmene verilen değeri çok güzel anlattığınızı düşünüyorum. Emeğinize ,yüreğinize sağlık.

M
Meryem Eğrioğlu      5.04.2021 17:13:20     
Sorularının bir de cevaplarını verseydin, kendimi zorlamazdım ;) Eline sağlık, çok güzel olmuş.

H
HAVVA NUR YETGİN      11.04.2021 16:39:27     
Teşekkür ederim öğretmenlerim. Duygularımızın ortak olması yaşantılarımızın da ortak olması demek. Öğretmen olabilmek ve öğretmen kalabilmek temennisiyle...