DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TÜRKİYEM

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TÜRKİYEM

Cumhuriyetin 100. Yılında, Güneysu Spor Lisesi gazetesi köşe yazısı

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TÜRKİYE’M…

1896-1898 yılları arası Manastır Askeri İdadisinde fikir hayatının şekillenmeye başladığı, belki de devletin kötü gidişinin nasıl düzeleceği konusunda kafa yoran, atılması gereken adımların neler olması gerektiğini temellendiren Mustafa isimli öğrenci yeni, yepyeni ve daha özgür bir devlet üzerimize geldiği olmanın fitilini ateşlemiştir.

Bütün dünyanın bu yıllar da, yeniden bir şeyler başarıp bu milleti ayağa kaldırmak oldukça güç olduğu herkesin malumu idi. Kırım savaşı, 93 harbi, Balkan savaşı, Birinci Dünya savaşı gibi birçok savaşın içinden geçip gelen bu asil millet yeni ve zor bir mücadele ile karşı karşıyadır. Bu savaş öyle bir savaş ki ya bağımsız olup gök renkli tuğu yeniden ayağa kaldıracağız ya da tamamen şehit olup Allah’ın huzuruna alnımızın akıyla çıkacağız.

İşte bu dönüm noktasında aziz milletimiz istiklal savaşını kazanarak 2200 yıllık Türk Devlet Tarihindeki 17. devletini kurarak adını altın harflerle yazdırmıştır. Kurulan yeni devletin yönetim şekli ile ilgili tartışmaların sürdüğü dönemde Mustafa Kemal Paşanın ‘Efendiler yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’ sözü gözlerdeki ışığın artmasına ve hayallerin daha da güçlü kurulmasına sebep olmuştur. Cumhuriyet Türk milletinin karakterine en uygun yönetim şeklidir. 100 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz Cumhuriyetimiz ilk yüzyılını tamamlamış ve ikinci yüzyılından gün almıştır. Devlet kurma konusunda oldukça tecrübeli olan Türk milleti kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde her geçen gün geliştirdiği demokrasisini gelecek nesillere aktarmak için yoğun mücadele vermektedir. Dünyanın göz bebeği 3 kıtanın kesişim noktasında bulunan cennet yurdumuz Anadolu’da yaşayan milletimiz bundan sonrada daha nice yüzyıllara ulaşacaktır.

Anadolu insanı yeri gelmiş kendi aşından vazgeçmiş, yeri gelmiş evladının nafakasından vazgeçmiş, yeri gelmiş sevdiğini cepheye güle oynaya göndermiş, şehit haberini almış bağrına taş basmış ama yine de devletsiz, vatansız, topraksız asla kalmamıştır.  Ya bu dünya üzerinde bağımsız ve özgür olarak yaşamını sürdürecek ya da son nefesini verecektir. İçinde bulunduğu böyle bir durumun imkân ve şartlarını düşünmemiş ve her zaman vazifeye atılmıştır.

Anadolu’da yeşeren bu bağımsızlık filizi sade ve yalın haliyle kalmamalıydı. Onu ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel atılımlar takip ederek devletin olgunlaşması ve muasır medeniyetler seviyesine çıkması ideali her zaman sıcak tutuldu. Çünkü bir devlet silahla kurulur ancak çağdaş bir gelişimle ayakta durur. Bu bağlamda yapılan inkılaplar ve değişim süreci ülkenin kaderini etkilemiş, bölgesinde güçlü ve kararlı bir devlet olarak dosta güven düşmana korku vermek söylemini gerçekleşmiştir.

Başta devletimizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ona bu yolda yarenlik eden Kazım Karabekir paşayı, Fevzi Çakmak paşayı, Ali Fuat paşayı, İsmet paşayı, Refet paşayı ve ismini sayamadığımız birçok değerli subayımızı anmamak tarihimize saygıda kusur sayılır. 100 yıllık cumhuriyetimizin bu çetrefilli yollardan geçerek ilerleyeceği ve bekli de bir gün 500. yılını hatta 1000. yılını kutlayacağımıza olan inancımız tamdır.

Doğum günün kutlu olsun Türkiye’m, daha nice 100 yıllara…

 

Osman AKGÜN

Tarih Öğretmeni

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı