Page 21 - Puli Edebiyat 2. Sayı
P. 21

Rize, Merkez, Hüseyin Yardımcı Ortaokulu                                                     Öykü







                                            AZİM’İN KÂĞITTAN DÜNYASI
                                                     Elifnaz Cayman








                   İnsanların  birbirlerini  ve  doğayı  sevdiği  bir   Toprakta kalan köklerinin yardımıyla günlerce
                 köy  vardı.  Hayvanlar,  ağaçlar  ve  bütün  canlılar   tomurcuklarını patlatmaya çalıştı. Bir gün bem-
                 huzur içinde yaşardı. Bir gün köye ilkbahar gel-  beyaz çiçekleriyle uyandı. Çok azimliydi ama bu
                 di.  Baharın  gelişini  haber  alan  çiçekler,  böcek-  şekilde devam edemeyeceğini biliyordu. Sonunda
                 ler, ağaçlar kışın yorgunluğunu üzerlerinden atıp   onun  bu  halini  köyün  iyiliksever  çocukları  fark
                 neşe  içinde  hazırlıklara  başladılar.  Minik  erik   etti. Öğretmenlerine haber vererek minik eriğin
                 ağacı  da  bunlardan  biriydi.  Daha  çok  küçüktü.   yanına geldiler. Bir hayli uğraştıktan sonra eri-
                 Dalından ayrıldığı annesi ona çok çalışırsa tez za-  ği  yattığı  yerden  kaldırdılar.  Onu  tekrar  topra-
                 manda  meyve  verebileceğini  söylemişti.  Önceki   ğa gömdüler. İsmini de pes etmediği için Azim
                 yıllar meyve verememişti ama belki bu yıl verebi-  koydular.
                 lirdi. Keşke annesi yanında olsaydı.
                                                               Çocuklardan biri her gün Azim’in yanına uğ-
                   Minik erik, bir akşam bütün hazırlıklarını ya-  rayıp  onunla  konuşmaya  çalıştı.  Merve’ydi  bu.
                 pıp uyudu. Gecenin bir vakti vücudundaki ağrıyla   Merve,  kimsenin  onu  anlamadığını  düşündüğü
                 uyandı. Meğer o uyurken çıkan fırtına küçücük   için tek başına dolaşırdı. Ailesi bile onu anlamı-
                 köklerini  topraktan  çıkararak  ağacı  devirmişti.   yordu. Bu yüzden tek başına yaşayacağı bir yere
                 Sabaha  kadar  hareketsizce  yattı.  Yaşayabilmesi   gitmek  istiyordu.  Bütün  bunları  paylaştığı  tek
                 için köklerinin toprağın içinde olması gerektiği-  dostu erik ağacı Azim’di.
                 ni söylerdi hep annesi. Şimdi kökleri dışardaydı.
                 Böyle  ne  kadar  dayanabilirdi  ki!  Kötü  kötü  dü-  Bir gün yine Azim’in altında otururken uyu-
                 şünceler  kafasını  kurcalayıp  duruyordu  ancak   yakaldı.  Gözlerini  açtığında  kendini  bambaşka
                 pes etmemeye karar verdi.                   bir  yerde  buldu.  Önce  bunun  bir  rüya  olduğu-
                                                             nu  düşündü.  Kendini  çimdikledi.  Rüyada  değil-
                                                             di.  Bir  yere  ışınlamış  olduğunu  anladı.  Her  yer




                                                          20
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26