Page 12 - Puli Edebiyat 2. Sayı
P. 12
yaptığımı düşünüp kapıyı kapattım. Terlediğim ile bir tekme attım ve dış kapıya koşmaya başla-
için elimden kayan falçatayı yerden alıp yerine dım. Yere yığılan adamın çığlıkları adeta bir ecel
koydum. Duşa geri girecektim. Lavaboya girip şarkısı gibi geldi kulağıma. Dış kapının yanındaki
kapıyı geri kilitledim. Gözlerim istemsizce duşa- portmantoya koştum ve küçük falçatayı elime al-
kabinin raflarına kaydı. ... Ölecek gibi hissettim. dım. Ellerimdeki ipleri kesip dış kapıyı açtım ve
Gördüğüm şey karşısında küçük dilimi yutacak dışarı kaçmak için koştum. Ta ki o iğrenç adamın
gibi oldum. Duşakabinin raflarında bir heykel var- Yunan heykeli ile kafama vurduğu âna kadar...
dı. Yunan heykeli... Hemen ardından gözlerime bir
karaltı indi. Ama bunu kendi bedenim değil başka Gözlerimi açtığımda bir otel odasındaydım.
bir beden yapmıştı. Ben olayın farkına varamadan İçinde yattığım yatağın nevresimleri ter içindeydi.
ellerim bağlanmaya başlamıştı. Bağırmak istedim Adeta bir göletin içinde yatıyordum. Hemen sonra
ama sesim çıkmadı. Tam o sırada anladım o hak- çalan alarmın sesi ile irkildim. İşte o an anladım
sız yere öldürülen, katledilen kadınları. Anladım olup biteni. Kâbus görmüştüm. Hem de korkunç
neden seslerinin çıkmadığını. Kendimi o kocaman bir kâbus. Evimden uzak kalmak bana iyi gelme-
ellerden kurtarmaya çalıştım. O anki o korku tarif mişti. Son zamanlarda okuduğum fantastik poli-
edilemezdi. Sonunda göz göre göre kaçırıldığımın siye kitapların dozajını galiba bir tık abartmıştım.
farkına vardım. Bir anda avazım çıktığı kadar ba- Tamamen ayıldım ve yüzümü yıkamaya gittim. O
ğırdım. Açıkçası bağıramadım. Çünkü ağzım çok gün o otelden ayrıldım ve evime geri döndüm.
sıkı bağlanmıştı. Ve sesimi ancak ben duyabiliyor- Aslında bu kâbus bana bir ders olmuştu. O önem-
dum. Kolumdan zorla çekiştirmeye çalışan adamın semediğimiz ve biz önemsemedikçe artan kadın
yüzünü iki üç saniyeliğine bile olsa gördüm. Siyah cinayetlerinin ciddiliğini anlamamı sağlamıştı bu
beyaz karışık renk top sakallı, iğrendirici bir gülü- kâbus. Üşendiğimiz ve gereksiz bulduğumuz is-
şü olan hafif kel bir adamdı bu. Yüzündeki o iğrenç yanların önemini anlamıştım. Bir daha da unutma-
gülüşü iyice sinirlendirmişti beni. O an birkaç sa- yacaktım. Hiçbir zaman...
niyeliğine resmen gözüm döndü. Adama ayaklarım
11