Page 5 - Puli Edebiyat 2. Sayı
P. 5
Rize, Fındıklı, Sümer Ortaokulu Öykü
ODAYI SARAN KOKU
Ali Efe Ortahisar
Muhammet Ali ve Yunus aynı ma- (…) batıyordu yavaş yavaş. Yedikleri çe-
hallenin çocuklarıydı. İkisi de aynı ev kirdeklerin kabuklarını ellerinde-
yemeklerini yer, aynı oyunları oy- Yunus, Muhammet Ali’nin davetini ki poşete atarken birden söze girdi
nardı. Aynı kaldırıma basardı ayak- seve seve kabul etmişti. Çizmelerini Muhammet Ali:
ları aynı okula giderken. Bu kadar ve yağmurluğunu yanına aldı. Rize’ydi
aynılığa rağmen farklı iki karakter- burası, ne zaman yağmur yağacağı İyi ki doğdun Yunus!
di Muhammet Ali ile Yunus. Yunus belli olmazdı. Arkadaşının zilini çal- Ama…
hareketlilikten hoşlanır, sessizliği dı. Nursel küçük misafirini içeri bu-
sevmezdi. Muhammet Ali ise ortam- yurdu, iki dost Muhammet Ali’nin En son okuduğum kitabı sen ge-
ların ağırbaşlı çocuğuydu. Biri ona babasının işten dönmesini bekleme- tirmiştin bana, hatırladın mı?
soru sormadan asla ağzını açmazdı. ye başladı dört gözle. Babası gelene
Kitaplarla baş başa kalmayı, dakika- kadar Yunus’a okuduğu dergilerden Evet, “Balıkların Arkadaşlığı”.
larca pencereden sokağı izlemeyi pek balıklar hakkında bilgi veriyordu. Bugün o kitabı aldım elime.
severdi. Hamsi adının nereden geldiğini an- Kitabın orta sayfasında kutlama kar-
lattı arkadaşına. Palamutun en leziz
Muhammet Ali bir gün ayracını ki- çeşitlerinin Karadeniz’de olduğundan tı ve kartın üzerinde bir tarih vardı.
tabının arasına sıkıştırarak kalktı otur- bahsetti. Rize’de en güzel somonun Tarih bugüne aitti. Kitabı hızla kapat-
duğu yerden. Annesinden telefonu Fındıklı’da yenileceğini de söyledi. tım ve hemen seni aradım.
istedi, Yunus’un annesinin numarası- Dülger ve barbunyanın adını ilk kez Elindeki çekirdekleri ambalaja
nı buldu. Emine teyze telefonu açtı: o gün Muhammet Ali’den duymuştu geri koydu Yunus. Kollarını iki yana
Yunus. açarak arkadaşına sarıldı.
Alo, nasılsın Nursel?
(…) İki ailenin üyeleri o akşam yemek-
Şey, ben Muhammet Ali. Emine
teyze, babam bugün balık tutmaya gi- Muhammet Ali’nin babası balık te hep beraberdi. Masada pasta yok-
decek. Yunus da bizimle gelebilir mi? tutarken ayakta beklemekten yoru- tu, birkaç saat önce kovada çırpınan
lan bizim tahin ile pekmez kayaların balıklar vardı ve balık kokusunun ya-
Bir sorayım yavrum. Yunuuus… üstüne oturmuştu çoktan. Güneş nında samimiyet kokusu da sarmıştı
tüm odayı o akşam.
4