Ülkemiz 15 Temmuz 2016 tarihinde millî iradeyi, demokrasiyi, hukuk devletini ve halkımızın sarsılmaz birliğini hedef alan tarihin kaydettiği en büyük ihanet     girişimine, menfur bir kalkışmaya maruz kalmıştır.

        15 Temmuz öyle bir gün ki; içinde hem ihanet, hem zafer var. Düşmana ders, dosta ibret var. O gece ya yok oluş ya da yeniden diriliş anlamına geliyordu. 15 Temmuz gecesi; 249 Şehit daha 249 çift göz daha kapandı hayata. 249 ananın daha hıçkırıkları karıştı toprağa. 249 baba daha ağladı evladına. Bu millet, vatan, bağımsızlık ve devlet söz konusu olduğunda neleri göze alabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Hain FETÖ terör örgütünün şer çetesi mensupları tarafından devletin uçakları, tankları ve silahları ile milleti vatansız, bayraksız, devletsiz bırakma niyetiyle yapılan bu girişim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın demokrasiye inananları meydanlara davet etmesi ile milletin iradesi ve tüm kurumlarıyla devletin kararlılığı karşısında başarısız olmuştur. “Korkaklıkta zillet, cesarette izzet vardır.” Sözünü özümseyen milletimizin, şehit ve gazilerimizin kahramanlığı ve cesareti her türlü takdirin üzerindedir. ‘Asım’ın Nesli’ namusu bildiği vatanını çiğnetmemiş, cesaretleriyle izzeti seçmişlerdir.

        Unutulmamalıdır ki; Ebreheler var oldukça, Ebabiller hep var olacaktır. Darbe girişiminin asıl amacı ülkemizi tarihimizde görülmemiş bir kaosa sürüklemek, kardeş kavgası başlatmak ve Türkiye´yi iç savaş ortamına sokmaktı. Darbe ve darbe girişimlerinin gerçek anlamda engellenmesi, yasama, yürütme ve yargı erkinin tek elde toplanmaması ve bağımsızlığıyla, demokratik hak ve özgürlüklerin geliştirilmesiyle, katılımcı demokrasinin güçlendirilmesiyle, hukuk devleti kurallarının tam ve eksiksiz biçimde uygulanmasıyla olanaklıdır. Bilinmelidir ki; Cumhuriyetimizin en temel yapı taşı demokrasidir ve demokratik bir hukuk devleti çatısı altında bir arada yaşamak milletimizin geleceğinin en önemli garantisidir.

        Ülkemizin yüz yüze kaldığı tehditlere bedenleriyle siper olan vatandaşlarımıza karşı hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Yaşananların tekrarına izin vermememiz, ülkemiz ve geleceğimiz için daha büyük değer üretmemiz, bir gün öncesinden daha iyi olmak üzere yorulmadan ve kararlılıkla çaba göstermemiz gerekiyor. Birlik içinde ortaya koyduğumuz güçlü iradenin, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da, her türlü engeli aşmamızı sağlayacağına, kalkınma ve refahımıza katkı sunacağına inanıyoruz. Bu inancımız, Türkiye’nin geleceğine duyduğumuz sonsuz güven ve iyimserlikten gücünü alıyor. Geçmişte yaşanılan ayrışma nedenlerimizi, tüm kişisel sebeplerimizi bir kenara bırakıp, devletimizin bekası için bir olmalı, bizi bizden uzaklaştıran, kardeşi kardeşe vurduran bu hainlere, dış bağlantılarına karşı uyanık olmalıyız. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının bizlere miras bıraktığı bu eşsiz toprakları ve cumhuriyetimizi korumalı, birlik içinde bıkmadan, usanmadan çalışarak ona layık olacak şekilde ülkemizi daha ilerilere taşımalıyız. 15 Temmuz gecesi milletçe “Demokrasi vazgeçilmezimiz, milli irade gücümüz, kardeşliğimiz geleceğimiz” dedik. Bu toprakları demokrasi ile tanıştıran kurucumuz, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözünü hep aklımızda tutarak; ülkemiz için durmadan çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.

        Yakın tarihimizin dönüm noktalarından biri olan Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle öncelikle 15 Temmuzda tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsü uğruna canlarını feda eden şehitleri rahmetle yâd ediyorum, mekânları cennet olsun.

İl Milli Eğitim Müdürü

Ahmet Hamdi YILMAZ