AYNADAKİ MUAMMA

"Aynaya baktığımızda kendimizi görürüz peki aynanın diğer tarafında başka bir dünya var mıdır, onlar da bizi görmekteler mi ve o dünya nasıldır?"...

Sophie'nin Dünyası, İskambil Kâğıtlarının Esrarı kitaplarının yazarı Jostein Gaarder'in Pan Yayınları tarafından yayınlanan kitabi olan Aynadaki Muamma 133 sayfa ve 10 bölümden oluşmaktadır. 


Ölüm döşeğinde olan küçük bir kız, Cecilie, yaradılış, yaşam ve ölüm üzerine büyük sorularına cevap aramaktadır ve bir melek, Ariel, bu sorulara verdiği cevaplarla Cecilie'i bildiklerini sorgulatmaya yeni cevaplar buldurmaya çalışmaktadır.  Yaradılış, yaşam, ölüm, dünya, evren üzerine hepimizin sorduğu ya da soramadığı soruların çocuk merakı ve saflığında sorgulandığı kitap ilk sayfadan itibaren sizi içine çekecek akıcılıkta ve sade bir dile sahip.

Etten kemikten bir insan olmak, her şeyin için için yandığı bir gün son bulacağı bir dünyada yaşamakla; melek olmak ve meleklerin dünyasında yaşamak arasındaki benzerlik ve farklılıkların ele alındığı kitap, küçük bir çocukken sorguladığımız daha sonra sormaktan ya da sorgulamaktan vazgeçtiğimiz soruların cevaplarını vermekte ve bildiğimiz, bildiğimizi sandığımız ya da bilmediğimiz konular üzerine bizleri tekrar düşünmeye sevk etmektedir.

"Adem ile Havva ilk yaratıldığında çocuk muydu yoksa yetişkin miydi?"

"Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan çıkar?"

"Dünya neden yuvarlaktır ve döner?"

"Hayat bir tiyatro ise bu oyunun izleyicileri kimlerdir?"

"Çocukluk gerçekten yetişkin olma yolunda bir safha mıdır?"

"Aynaya baktığımızda kendimizi görürüz peki aynanın diğer tarafında başka bir dünya var mıdır, onlar da bizi görmekteler mi ve o dünya nasıldır?"...


Bunlar ve bunlar gibi birçok soruya cevap verilen kitap ilk sayfadan itibaren sizi içine çekecektir.
"Cennetteki melekler asla parçalanmazlar. Çünkü ruhun ayrılacağı etten ve kemikten bir vücutları yoktur. Dünyada bu böyle değildir. Burada her şey gayet kolay bir şekilde bozulur. Bir dağ bile zamanla aşınır, taşa ve toprağa dönüşür. Doğada olan her şey yavaş bir yangın gibidir. Tüm yaratılış için için yanmaktadır.


Yaratılan her şeyi her zaman tümüyle anlamak mümkün değildir. Mesela ben bir kağıda resim çizebilir veya boya yapabilirim. Ama bu, çizdiğim şey olmayı anlıyorum anlamına gelmez.


Zaten çizdiğim şey canlı değil ki. Garip olan da bu: Ben canlıyım!


Etiketler:   

YORUMLAR

Ben robot değilim seçeneğini işaretleyin.

  • Henüz yorum yazılmadı